Loading...
22.06.2022

Yazılı Yargılama Usulüne Tabi Bir Davada Tahkikat Aşamasının Bittiğinin Bildirilmeyip Hüküm İçin Ayrı Bir Gün Tayin Edilmemesi

T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 
E: 2016/ 8394 
K: 2017 / 2407
T: 23.03.2017

ÖZET: Yazılı yargılama usulüne tabi iş bu davada tahkikat aşamasının bittiğinin bildirilmemesi, sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilerek tarafların mahkemede hazır bulunmaması halinde yokluklarında hüküm verileceği ihtarını içeren davetiye ile tarafların davet edilmemiş olması, davalının savunma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının, açıklama yapma ve ispat hakkının ihlali ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. O halde yazılı yargılama usulünün beş aşamasından olan sözlü yargılama aşaması için ayrı gün tayin edilmeden ve ihtar yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(AİHS. m. 6) (2004 S. K. m. 67) (6100 S. K. m. 27, 114, 115, 116, 117, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 147)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, davalının müvekkilinden emtia satın aldığını, ürünlerin teslim edildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin davalıya sipariş vermediğini, fatura konusu malların müvekkili çalışanınca sehven teslim alındığını ve iade edildiğini, davacının iadeyi kabul etmemesi üzerine malların depoda bekletildiğini savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre takibe konu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaya itiraz edilmediği, davacının iddiasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK hükümlerine göre yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar, davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılama ve hükümdür.

Davanın açılması üzerine dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Ön incelemede öncelikle dava şartları (HMK md. 114-115) ve ilk itirazlar incelenir. (HMK md. 116-117). Dava şartları mevcutsa ve ilk itirazlar yerinde değilse iddia ve savunma içinden tarafların uyuşmazlık noktalarının neler olduğu belirlenir. Taraflar ön inceleme duruşmasında sulhe teşvik edilir. Ön inceleme duruşmasından sonra mahkemece hak düşürücü süreler ve zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’iler incelenerek karara bağlanır. (HMK m. 142)

Mahkeme ön inceleme aşamasından sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir. (HMK m. 138-142). Ancak mahkemenin ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması, hak düşürücü sürenin geçmiş olması veya zamanaşımı def’inin dinlenebilir olması gerekir. Mahkemece bu nedenler dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse (HMK’nun 143 vd. maddeleri uyarınca tahkikat aşamasına geçilmeli ve özellikle HMK’nun 147. maddesi uyarınca taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilmelidir.

Somut olayda yazılı yargılama usulüne tabi iş bu davada tahkikat aşamasının bittiğinin bildirilmemesi, sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilerek tarafların mahkemede hazır bulunmaması halinde yokluklarında hüküm verileceği ihtarını içeren davetiye ile tarafların davet edilmemiş olması, davalının savunma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının (HMK`nın 27.md.) 2. fıkrasında yer verilen açıklama yapma ve ispat hakkının ihlali ve ... İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. O halde yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yazılı yargılama usulünün 5 aşamasından olan sözlü yargılama aşaması için ayrı gün tayin edilmeden ve ihtar yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.