29.07.2022
Üçüncü Kişinin İstihkak Davası
T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
E. 2010/11131
K. 2011/3223
T. 7.4.2011
ÖZET : Dava, üçüncü kişinin İ.İ.K.nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı "istihkak" davası niteliğindedir. Mahcuzların öldüğü bildirildiğine göre, öncelikle bu durumun doğruluğu ve bunda yedieminin kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılıp değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Gerçekten de İ.İ.K.nun 358. maddesi uyarınca, yediemin kendisine teslim edilen eşyaları istenildiğinde teslim etmekle, edemiyorsa mahcuzların telef ve ziyamda kusuru bulunmadığını kanıtlamakla yükümlüdür. Aksi takdirde ceza takibine maruz kalacağı gibi icra müdürlüğü de mahkeme kararına gerek kalmadan mahcuzların bedelini kendisinden tahsil edebilecektir. Bu durumda istihkak davası da bedele dönüşecektir. Haczedilen büyükbaş hayvanlar yedieminin kusuru ile ölmüşse hakkında suç duyurusunda bulunulması ve davanın bedele dönüştüğünün dikkate alınması, aksi halde davanın konusuz kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekecektir.
DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükümün süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı ( üçüncü kişi ) vekili, Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü`nün 2009/14340 Sayılı takip dosyasında günü yapılan hacze konu 14 adet ineğin kendisine ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulüyle haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ( alacaklı ) vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ( borçlu ), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: "Tarım Müdürlüğü`nden gelen 9.6.2010 tarihli yazıya göre 7 adet sığırın üçüncü kişiye ait olduğunun belirlendiği, tescilin ise takip ve borç tarihinden çok önce yapılmış olduğu" gerekçesi ile davanın kısmen kabulüyle kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, reddedilen kısım için davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İ.İ.K.nun 96. vd, maddeleri uyarınca açtığı "istihkak" davası niteliğindedir.
İstihkak davası, hacze konu büyükbaş hayvanların tamamı için açılmıştır. Mahkemece bunların 7 tanesi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ancak geri kalanlarla ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. H.U.M.K.nun 389. maddesi gereğince hüküm fıkrasında bütün taleplerle ilgili bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; mahcuzların öldüğü bildirildiğine göre, öncelikle bu durumun doğruluğu ve bunda yedieminin kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılıp değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Gerçekten de İ.İ.K.nun 358. maddesi uyarınca, yediemin kendisine teslim edilen eşyaları istenildiğinde teslim etmekle, edemiyorsa mahcuzların telef ve ziyamda kusuru bulunmadığını kanıtlamakla yükümlüdür. Aksi takdirde ceza takibine maruz kalacağı gibi icra müdürlüğü de mahkeme kararına gerek kalmadan mahcuzların bedelini kendisinden tahsil edebilecektir. Bu durumda istihkak davası da bedele dönüşecektir. Somut olayda da haczedilen büyükbaş hayvanlar yedieminin kusuru ile ölmüşse hakkında suç duyurusunda bulunulması ve davanın bedele dönüştüğünün dikkate alınması, aksi halde davanın konusuz kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekecektir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükümün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacı üçüncü kişiye iadesine, 7.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.