Loading...
04.04.2022

Tebligatın Usulsüzlüğü

T.C Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 
Esas: 2017/ 1063 
Karar: 2017 / 13472 
Karar Tarihi: 02.11.2017

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu`nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu`na eklenen geçici 7.maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.

1-Temyiz incelemesinin mürafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 sayılı Kanunla değişik İİK`nun 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oybirliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:

2-Alacaklılar tarafından borçlu şirket aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu şirketin, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.8.2016 tarih ve 2016/802 E.-2016/905 K. sayılı ilâmı ile; "....icra müdürlüğünün, tebligatın iade sebebinin, tebligat parçasının fiziki olarak dönüşüne göre hareket edip, şayet mahalle adları değiştiği için sokak ve cadde adları değiştiği gerekçesiyle tebligat iade gelmiş ise, TK’nun 35. maddesi gereği tebligat yapılması talebi reddedilip, ilgili Belediye Başkanlığı`na müzekkere yazılarak, mahalle adlarının değişmesi nedeniyle yeni mahalle adı, sokak ve caddenin doğrusunun tespiti talep edilmesi suretiyle belirlenecek adrese TK’nun 10. maddesinin emredici hükmü gereği tebligat yapılıp, yine iade gelmesi üzerine, bu sefer TK’nun 35/4. maddesi gereği işlem yapılması gerektiği..." gerekçesi ile; "Şikayetçinin şikayetinin kabulü ile, B. Çekmece 1. İcra Müdürlüğü`nün 2016/8463 E. sayılı dosyasında şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüzlüğü nedeniyle öğrenme tarihinin TK 32. maddesi gereği 19/08/2016 tarihi olarak düzeltilmesine," karar verildiği, alacaklıların yasal süre içinde istinaf yoluna başvurdukları, ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2016 tarih ve 2016/39 E-2016/64 K. sayılı ilâmı ile; borçlu şirketin ortakları olan alacaklıların, katıldıkları 21/01/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, şirketin merkez adresinin

değiştirilmesine dair oy birliği ile alınan kararı bildikleri, alacaklı vekilinin, takibin şeklen kesinleşmesinden hemen sonra ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese değil de, tarafınca bildirilen şirket fabrika binasının bulunduğu yerde menkul haczi yapılmasını talep ettiği, öncesinde de 16/08/2016 tarihinde aynı yerin değerinin tesbiti için ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine başvurduğu hususları değerlendirildiğinde; alacaklıların ortağı oldukları şirketin ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı adresinde faaliyetini yürütmediğini daha evvelden bildikleri, ancak buna rağmen ödeme emrinin, alacaklılar tarafından takip tarihinden önce bilinen şirket adresi olan "Velimeşe Organize San. Bölgesi Mah. Akbayır Kümeevler No:63 .../..." adresine çıkartılmadığı anlaşıldığından, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunun 10. md. gereğince usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile; “1-... 1. İcra Hukuk Mahkemesi`nin 2016/802 Esas ve 2016/905 Karar sayılı 25/08/2016 tarihli kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmediğinden, davalı/alacaklıların istinaf başvurusunun HMK`nun 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine,” karar verildiği, alacaklılar tarafından süresinde temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.

Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir.

1.11.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 35/4. maddesinde; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır", Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57/4. maddesinde ise; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil ve tüzük ve kuruluş senedi gibi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır” düzenlemeleri yer almaktadır.

1.11.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun 9. maddesinin gerekçesinde; "....Maddenin dördüncü fıkrası, tüzel kişiler bakımından özel ve açık bir düzenleme getirmektedir. Tüzel kişilerin adreslerinin, bir sicil veya resmi kayıtta belirli olması sebebiyle meçhul olması düşünülemez. Bu çerçevede daha önce kendilerine tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlarındaki adreslerinin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir...." açıklaması yer almaktadır.

Somut olayda; dosya kapsamında bulunan 04.07.2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde, borçlu şirketin ticari ikametgahının, belediyenin mahalle değişikliğinden sonra; "İstanbul, Esenyurt, Saadetdere Mh. Firuzköy Bulvarı No:3" olarak değiştirildiğinin ilan edildiği, icra takip dosyasında borçlunun "Saadetdere Mah. Firuzköy Bulvarı No:3 .../..." adresine çıkarılan ödeme emrinin; "Muhatap adresi değişmiş/yeni adresi bulunamadı" şerhi ile 05.08.2016 tarihinde iade edildiği, alacaklıların talebi ile aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesine göre gönderilen ödeme emrinin ise 11.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesinin açık düzenlemesi ve gerekçesi karşısında, borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresinin, bilinen en son adresi olduğu ve borçlu şirketin adres değişikliği ile ilgili 21.01.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı kararı, ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmediğinden, Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca, 11.08.2016 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olmakla, borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekmekte olup, belirtilen nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

Diğer taraftan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesinde; "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, ....duruşma yapılmadan karar verilir" hükmü yer almaktadır.

Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin usulsüz tebliğ şikayeti karar gerekçesi isabetsiz görülerek, sonuçta usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek borçlu yönünden ödeme emri tebliğ ıttıla tarihi düzeltildiğinden, sonucu isabetli bulunan mahkeme kararına yönelik alacaklıların tüm istinaf başvurularının, HMK`nun 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş ise de; Bölge Adliye Mahkemesince HMK`nun 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK`nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK`nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi`nin 10.11.2016 tarih ve 2016/39 E. 2016/64 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA) ve ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi`nin 25.08.2016 tarih ve 2016/802 E. 2016/905 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi`ne gönderilmesine, 02/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.