T.C. DANIŞTAY 6. DAİRE
E. 2009/8585
K. 2010/167
T. 18.1.2010
• PARSELASYONUN ONAYLANMASINA İLİŞKİN KARARIN İPTALİ TALEBİ ( İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara İlişkin Tapu Verme Hükmünün Uygulandığı - Terk Yapılan Alanda Yeniden Düzenleme Ortaklık Payı Alınamayacağı )
• DÜZENLEME ORTAKLIK PAYI ( Parselasyonun Onaylanmasına İlişkin Encümen Kararının İptali Talebi/İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara İlişkin Tapu Verme Hükmünün Uygulandığı - Terk Yapılan Alanda Yeniden Düzenleme Ortaklık Payı Alınamayacağı )
• TAPU VERME ( Parselasyonun Onaylanmasına İlişkin Encümen Kararının İptali Talebi/İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara İlişkin Tapu Verme Hükmünün Uygulandığı - Terk Yapılan Alanda Yeniden Düzenleme Ortaklık Payı Alınamayacağının Gözetileceği )
• TERK YAPILAN ALAN ( Parselasyonun Onaylanmasına İlişkin Encümen Kararının İptali Talebi/İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara İlişkin Tapu VermeHükmünün Uygulandığı - Alanda Yeniden Düzenleme Ortaklık Payı Alınamayacağının Gözetileceği )
2981/m.10/b
3194/m.18
ÖZET : Dava, taşınmazı da kapsayan alanda parselasyonun onaylanmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmıştır. 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara İlişkin Yasanın 10/b maddesin Tapu Vermeye hükmünün uygulanması sonucunda kamu hizmetlerine ayrılan alanları karşılamak üzere terk yapılan alanda 3194 sayılı İmar Yasasının Arazi ve Arsa Düzenleme Hükümlerine göre uygulama yapılırken yeniden düzenleme ortaklık payı alınmasına olanak bulunmadığı dikkate alınmalıdır.
İstemin Özeti : Bursa 3. İdare Mahkemesinin 29.05.2009 günlü, E:2008/910, K:2009/420 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Çan`ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar`ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Ortabağlar Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayıl imar Kanunu`nun 18.maddesi ile 3290 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi uyarınca yapılan parselasyonun onaylanmasına ilişkin belediye encümeninin 23.09.2008 günlü, 2213 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesinin uygulanması sırasında kamu hizmetlerine ayrılan alanları karşılamak üzere terk yapılan alanda 3194 sayılı Yasanın 18.maddesine göre uygulama yapılırken yeniden düzenleme ortaklık payı alınmasına olanak bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olayda, davacıya daha önce 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesinin uygulanması sırasında yaklaşık %35 oranında yol için bedelsiz terk yaptırıldığı halde dava konusu işlemle de davacıdan yeniden düzenleme ortaklık payı alındığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu Bursa 3. İdare Mahkemesinin 29.05.2009 günlü, E:2008/910, K:2009/420 sayılı kararında, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 18.01.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Uyuşmazlık, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesinin uygulanması sırasında yapılan terklere isabet eden yerlerin, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinde öngörülen düzenleme ortaklık payı ile karşılanacak yerlerle aynı nitelikte olup olmadığı, düzenleme ortaklık payı hesabına katılıp katılamayacağından kaynaklanmaktadır.
2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi, ıslah imar planı yapılıp, yapılmadığına bakılmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tahriri veya 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre mülkiyet tespit ve tesciline yönelik işlemlerin kadastro müdürlükleri tarafından yapılmasını düzenleyen bir hükümdür. Bu maddenin uygulanması sırasında fiilen kullanılan kısımların mülkiyetlerinin belirlenmesi amaçlamakta, mülkiyet durumlarının tespiti ile tapuya tescilini sağlamaktadır. Diğer bir ifade ile imar uygulamasına altlık teşkil eden kadastrol mülkiyet durum tespitidir. Burada yapılan tespitler 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uygulamasına da altlık teşkil edilmektedir. Bu tespit ve tescil işlemleri 3194 sayılı Yasa kapsamı dışında olup bu konudaki ihtilafların halli de özel ihtsas mahkemeleri olan "kadastro mahkemelerinde" çözümlenmektedir.
Bu nedenle söz konusu yasa uyarınca yapılan mülkiyet tespit ve tescil çalışmalarında yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığı kadastro mahkemelerinde incelenip hükme bağlanmaktadır.
3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ile imar planına uygun parseller elde edilirken planda kamu hizmetlerine ayrılan yerler de kamuya kazandırılır. Söz konusu madde ile ilgili yönetmeliğin Düzenleme Ortaklık Payı Oranına ait esasları düzenleyen 11. maddesinin ikinci fıkrasında düzenleme ortaklık payı oranı hesabına katılmayacak kesintiler düzenlenmiş olup, evvelce yapılan düzenlemelerde alınan payların ( ki bu paylar veya kesintilerin İmar Kanunu hükümleri dışında kadastro çalışmaları ve mülkiyet tespitleri esnasında yapılan kesintiler ) hesaba katılmayacağı belirtilmiş, aynı maddenin son paragrafında ise, nelerin düzenleme ortaklık payı oranı hesabına nazara alınması gerektiği açıklanmıştır.
Bütün bu hükümler birlikte düşünüldüğünde, parselasyon işleminin amaç ve kapsamı 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesinden farklı olduğundan, düzenleme ortaklık payı ile yapılan kesintilerle anılan maddeye göre oluşan kesintiler aynı niteliği taşımamakta, düzenleme ortaklık payı hesabında dikkate alınmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi uyarınca yapılan terklerin dava konusu parselasyon işlemi sırasında dikkate alınmamasında hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla karara karşıyım.