Loading...
04.04.2022

Mahkemece Yetki İtirazının Kabulü İle İlgili İcra Müdürlüğünün Yetkili Olduğuna Karar Verilmesi Gerektiği


T.C Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 
Esas: 2015/ 25076 
Karar: 2016 / 4127 
Karar Tarihi: 16.02.2016

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, borçlu ...`nun, şikayetçi üçüncü kişi ...`nın yanında işçi olarak çalışması nedeniyle, şikayetçi işverene borçlunun almakta olduğu maaşının 1/4`ünün haczine dair 03.4.2014 tebellüğ tarihli maaş haciz müzekkeresi gönderildiği, kesinti yapılmaması nedeniyle, İİK`nun 355 ve devamı maddeleri gereğince üçüncü şahıs şikayetçinin araçlarına haciz konulduğu, şikayetçinin icra mahkemesine başvurarak, haciz müzekkeresi tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını, bu nedenle gönderilen müzekkerelerde yazılı borç miktarından sorumlu olmadığını ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile maaş haczi için gönderilen tebligatın iptaline ve şikayetçinin mallarına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Borçlunun maaş ve ücretinin haczi, İİK`nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre, icra müdürü, borçlunun çalıştığı işyerine, maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren (veya bu işle görevli kanuni muhatap), bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin haciz bildirimine göre haczolunan miktarı, borçlunun maaş ve ücretinden keserek, hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK`nun 356. maddesi gereğince kesmediği veya ilk vasıta ile göndermediği para, ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın, icra dairesince, kanuni muhatabın maaşından veya sair mallarından alınır. 

Somut olayda, şikayetçi ... adına çıkartılan maaş haciz müzekkeresine ilişkin tebligatın; "belirtilen adrese gidildi, muhatap evrakı kabul etmediğinden evrak mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştrıldı, komşusuna haber verildi" şerhi ile yapıldığı anlaşılmıştır. 

7201 sayılı Tebligat Kanunu`nun 21/1. maddesi gereğince; kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru; tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Tebliğ yapılacak muhatabın adreste bulunmasına rağmen tebellüğden kaçınması halinde tebliğ, ilgili muhtarlığa bırakılarak, ihbarnamenin muhatabın kapısına yapıştırılmasıyla tamamlanmış olur ve bu tarihte yapılmış sayılır. 

Bu durumda, şikayetçi adına çıkartılan maaş haciz müzekkeresine ilişkin tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu`nun 21/1. maddesine uygun olup, mahkemece, şikayetçi işveren tarafından SGK`ya bildirilen ücret bordroları celp edilerek, maaş haczi nedeniyle borçlunun maaşından kesinti yapılmayan miktar belirlenip, şikayetçinin bu miktarla sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken, tebligatın, şikayetçi gerçek kişi adına çıkartıldığı gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile şikayetçiye ait şirketin ticaret sicil adresine çıkartılmadığı ve dolayısıyla tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle sonuca gidilmesi isabetsizdir. 

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi.