Loading...
01.06.2022

İnşaat Çalışmaları Nedeniyle İşyerine Zarar Verilmesi Nedeniyle Maddi Tazminat Davası

T.C. DANIŞTAY 10. DAİRE
E. 2008/188
K. 2012/934
T. 16.3.2012

• İNŞAAT ÇALIŞMALARI NEDENİYLE İŞYERİNE ZARAR VERİLMESİ NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT DAVASI (Kamu Külfetleri Karşısında Eşitlik/Trafik Sorununu Çözmek Amacıyla Yapılan İnşaat Çalışması/İleri Sürülen Zararın Kamu Külfeti Kapsamında Olduğu )

• KAZI ÇALIŞMALARINDA CADDE ÜZERİNDEKİ DİĞER İŞYERLERİNİN DE AYNI KÜLFETİ PAYLAŞTIĞI (Kamu Külfetleri Karşısında Eşitlik İlkesi - Trafik Sorununu Çözmek Amacıyla Yapılan Kazı Çalışmalarının Hizmet Gereklerine ve Kamu Yararına Uygun Olduğu )

• KAZI ÇALIŞMALARI NEDENİYLE CADDENİN TRAFİĞE KAPATILMASI (Kazı Nedeniyle Oluşan Tozdan da Zarar Görüldüğü İddiası - Kamu Külfetleri Kaşısında Eşitlik İlkesinin Gözetilmesi Gereği/İnşaat Çalışmaları Nedeniyle Maddi Tazminat Davası )

• MADDİ ZARAR (Davacı Tarafından Uğranıldığı İdda Edilen Zararın Kamu Külfeti Olmaktan Çıkarak Hizmetten Yararlananlar Yönünden Özel ve Olağandışı Bir Niteliğe Dönüşmüş Olması Gerektiği - Kamu Külfetleri Karşısında Eşitlik İlkesi/Tazminat )

• KAMU KÜLFETLERİ KARŞISINDA EŞİTLİK (İddia Edilen Zararın Hizmetten Yararlananlar İçin Özel ve Olağandışı Niteliğinin Bulunmadığı/Diğer Dükkanlarında Aynı Külfeti Paylaştığı/Kazı Çalışmalarının Hizmet Gereklerine ve Kamu Yararına Uygun Olduğu )

2577/m. 49

ÖZET : Dava, İnşaat çalışmaları nedeniyle cadde üzerinde işyeri bulunan davacının uğradığını ileri sürdüğü maddi tazminat istemine ilişkindir. İdare mahkemesi davayı kısmen kabul etmiştir.Ancak, kamu hizmetinin yürütülmesinin neden ve etkisinden kaynaklanan bir zararın doğmaması için idarece her türlü tedbir alınmasına rağmen, hizmetin doğal ve zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan, hizmetten yararlananlar yönünden genel ve olağan nitelikteki bir külfetten kaynaklanan zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.Uğranıldığı ileri sürülen zararın kamu külfeti olmaktan çıkıp, hizmetten yararlananlar yönünden özel ve olağandışı bir niteliğe dönüşmüş olması gerekmektedir.Eldeki davada, idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirecek nitelikte özel ve olağandışı maddi zarar bulunmamaktadır. Bu nedenle trafik sorununu çözmek amacıyla yapılan Marmaray Projesi kapsamında, davacının işyerinin bulunduğu Cadde üzerinde yapılan kazı çalışmaları nedeniyle caddenin bir bölümünün can ve mal güvenliği açısından trafiğe kapatılmasında, kazı çalışma alanının paravan ile çevrilmesinde, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı değildir.Kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesini ihlal edecek nitelikte ve ağırlıkta bir zararın davacı yönünden gerçekleşmediği dikkate alındığında, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü yolunda verilen Mahkeme kararı hukuka aykırıdır.

İstemin Özeti : İstanbul 4. İdare Mahkemesince, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen 13.7.2006 tarih ve E:2005/l 843, K:2006/1639 sayılı kararın taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Erkan Yılmaz

Düşüncesi : Olayda, idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirecek sebeplerin bulunmadığı görüldüğünden, davanın kısmen kabulü yolunda verilen mahkeme kararının bozulmasına, kararın davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün ise onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Hüseyin Ünal Kara

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Marmaray Projesi kapsamında İstanbul ili, Eminönü ilçesi, Sirkeci Ankara Caddesinde yapılan inşaat çalışmaları nedeniyle aynı cadde üzerinde işyeri bulunan davacı tarafından, uğranıldığı ileri sürülen 10.000,00 TL maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

İstanbul 4. İdare Mahkemesince; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, Marmaray Projesi kapsamında Ankara Caddesi üzerinde yapılan çalışmalardan dolayı can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla konulan bariyerlerin müşterilerin davacıya ait işyerine giriş ve çıkışlarını doğrudan etkilemediği, bu tür çalışmaların bazı olumsuz sonuçların olmasının kaçınılmaz olduğu hususlarının tespit edildiği, ancak idare ile müteahhit firma arasında yapılan protokolde öngörülen çalışma alanının, firma tarafından genişletilerek davacının işyerini de içine alacak şekilde bariyerle çevrildiği, böylece davacının işyerine araç giriş ve çıkışının yapılamaması nedeniyle belgeyle sabit toplam 2.570 TL hammaliye giderinin oluştuğu, müteahhit firma üzerinde gerekli denetim ve gözetim görevini yapmayan davalı idarenin oluşan bu zararı hizmet kusuru ilkesi uyarınca tazmin etmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

Taraflarca, anılan idare mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Davacı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri, mahkeme kararının davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün bozulmasını gerektirecek nitelik görülmemektedir.

Davalı idarenin, mahkeme kararının davanın kısmen kabulüne ilişkin bölümünün temyiz istemine gelince;

Kamu hizmetinin yürütülmesinin neden ve etkisinden kaynaklanan bir zararın doğmaması için idarece her türlü tedbir alınmasına rağmen, hizmetin doğal ve zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan, hizmetten yararlananlar yönünden genel ve olağan nitelikteki bir külfetten kaynaklanan zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır. Kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan bir zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanabilmesi için, uğranıldığı ileri sürülen zararın kamu külfeti olmaktan çıkıp, hizmetten yararlananlar yönünden özel ve olağandışı bir niteliğe dönüşmüş olması gerekir.

Olayda, İstanbul`un trafik sorununu çözmek amacıyla yapılan Marmaray Projesi kapsamında, davacının işyerinin bulunduğu Ankara Caddesi üzerinde yapılan kazı çalışmaları nedeniyle caddenin bir bölümünün can ve mal güvenliği açısından trafiğe kapatılmasında, kazı çalışma alanının paravan ile çevrilmesinde, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Davacı tarafından, idarece alınan bu önlemlerden dolayı müşteri kaybının olmuş olabileceği, kazı sırasında çıkan toz nedeniyle temizlik giderlerinin arttığı, caddenin araç trafiğine kapatılması nedeniyle hammaliye giderinin olduğu, bu durumun 2008 Yılı Aralık ayı sonuna kadar devam edeceği iddia edilerek doğmuş ve ileride doğacak maddi zararının tazmini istemiyle dava açılmış ise de, uğranıldığı ileri sürülen zarar kalemlerinin veya katlanılan sıkıntının cadde üzerinde bulunan bütün işyeri sahipleri yönünden de ileri sürülebileceği, bu haliyle davacı tarafından uğranıldığı ileri sürülen zarar kalemlerinin, diğer işyeri sahiplerinden farklı, özel ve olağandışı bir nitelikte olmadığı, aksi yönde bir iddia veya bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesini ihlal edecek nitelikte ve ağırlıkta bir zararın davacı yönünden gerçekleşmediği dikkate alındığında, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Müteahhit firmanın, kazı çalışması sonucunda çıkan molozun nakledilebilmesi için geçici olarak depolanmasının zorunlu olması nedeniyle protokolde öngörülen çalışma alanını genişlettiği, bu şekilde cadde üzerinde genişleyen çalışma alanının iki yıl süreyle bedelsiz kullanımının 5.1.2005 tarihli belediye encümen kararı ile uygun görüldüğü dikkate alındığında, mahkeme kararında belirtilenin aksine, olayda idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirecek nitelikte özel ve olağandışı maddi zarar bulunmamaktadır.

İdare Mahkemesince, yukarıda aktarılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulü yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmemektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 13.7.2006 tarih ve E:2005/1843, K:2006/1639 sayılı kararının, davanın kısmen kabulüne ilişkin bölümünün bozulmasına, davacının temyiz isteminin reddi ile anılan mahkeme kararının davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün onanmasına, dosyanın bozulan kısmı için yeniden karar verilmek üzere anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.