Loading...
29.04.2022

İflasın Ertelenmesi Kararının Hakkın Özünü İlgilendiren Takas Mahsup Talebinde Bulunulmasına Engel Olmadığı

T.C. Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 
Esas: 2013 / 5506 
Karar: 2013 / 14915 
Karar Tarihi: 21.10.2013
 
ÖZET: Borçlunun takas - mahsup talebinden sonra ödenmiş olan paranın İİK`nun maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK`nun maddesi kapsamında kalacağı ve ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın geri istenebileceği düşünülmelidir, iflasın ertelenmesi kararı ise hakkın özünü ilgilendiren takas - mahsup talebinde bulunulmasına engel değildir. Bu durumda Mahkemece, borçlu talebinin reddine dair İcra Müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi yerine şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.(818 S. K. m. 118) (2004 S. K. m. 68) (6098 S. K. m. 139)
 
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire`ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 
 
Karar: İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2012/8725 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı Z... Gıda San. ve Tic. AŞ tarafından borçlu T. İş Bankası A.Ş. aleyhinde başlatılan ilamlı takipte, borçlunun takas mahsup talebinin reddi üzerine işlemin iptali istemiyle icra Mahkemesine gelinmiş; Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş ve hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 
 
818 sayılı BK`nun 118. maddesi hükmüne göre; İki şahıs karşılıklı bir miktar meblağı veya yekdiğerine mümasil başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. 
 
HGK`nun 12.10.1994 tarih ve 1994/12-251-593 sayılı kararında, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiasının; takasa konu alacağın İİK`nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması ya da alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabileceği, bu istemin, takibin her safhasında ileri sürülebileceği belirtilmiştir.
 
Somut olayda İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2012/8725 Esas sayılı dosyasında borçlu olan T. İş Bankası A.Ş. aynı dosyanın dayanağı olan Mahkeme ilamının onanması üzerine teminat mektubu paraya çevrilmeden önce 20.11.2012 tarihli dilekçesinde <müvekkili Bankanın borcunun Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2011/7016 Esas sayılı dosyasında kesinleşen alacağı ile takas - mahsup talep edilmesi talebinde bulunuyorum, Banka alacağını aşan kısmı nakden yatırıyorum> şeklinde beyanda bulunmuştur.
 
Yukarıdaki yasal düzenleme ve HGK kararına göre, takas mahsup defi için gerekli şartların oluştuğu 20.11.2012 tarihi itibariyle, teminat mektubu bedelinin takas mahsup iradesiyle dosyaya borçlu tarafından yatırıldığı, bu iradenin icra dairesi önünde açıklandığı ve şartların oluşmasıyla 818 sayılı BK`nun 118. (Yeni TBK`nun 139) maddesi gereğince (takas definin tek taraflı olarak ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, şartların oluşması ve iradenin açıklanmasıyla) kendiliğinden sonuç doğurduğu nazara alınarak, İzmir icra Müdürlüğü`nce istem doğrultusunda işlem yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. 
 
Ayrıca borçlunun takas - mahsup talebinden sonra ödenmiş olan paranın İİK`nun 41. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK`nun 361. maddesi kapsamında kalacağı ve ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın geri istenebileceği düşünülmelidir, iflasın ertelenmesi kararı ise hakkın özünü ilgilendiren takas - mahsup talebinde bulunulmasına engel değildir. 
 
Bu durumda Mahkemece, borçlu talebinin reddine dair İcra Müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. 
 
Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenle İİK`nun 366 ve 6100 sayılı HMK`nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK`nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK`nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.