Loading...
24.05.2022

Hukuka Aykırı İstem

T.C. Yargıtay 15. Ceza Dairesi 
E. 2012/21119
K. 2013/6375
T. 8.4.2013

ÖZET : Dolandırıcılık suçunda; hukuki düzenin bazı alacaklar bakımından borçlusuna dava ve cebri icra yoluyla zorlama hakkı vermediği borçların, eksik borçlar olduğu, eksik borcun müeyyidesinin hukuk düzeninde bulunmadığı, talep edilebilir ancak dava edilmez olduğu, hakim tarafından resen dikkate alınacağı, kumar ve bahis borçları ile evlenme tellallığından doğan borçların bu kapsamda olduğu gözetildiğinde, yargılama sırasında şikayetinden vazgeçen müştekinin anlatımından ve tüm dosya kapsamından, sanığın, müştekiyi aramadığı aksine müşteki tarafından telefonla arandığı, kendisini sürekli rahatsız ettiğini, kendisinden cinsel ilişkiye girmek amacı ile bayan istediğini, kendisinin yardımcı olamayacağını söylemesine rağmen şikayetçinin ikna olmadığının bunun üzerine adı geçeni gönderip parasını aldığını, bir kısmını adı geçene verdiğini, kendisini şikayetçinin çok bunaltmış olması sebebi ile bu şekilde hareket ettiğini savunması, savunmasının aksinin kanıtlanmaması, diğer yandan fuhuş kapsamında ahlaka ve hukuka aykırı isteğin karşılanmamasının ne şekilde hileli davranış olduğu açıklanmadan, hukuki ihtilaf kapsamında olan ve unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine hüküm tesisi hukuka aykırıdır.

DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.

Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.

Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Sanıklar hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 27.08.2007 tarih ve 2007/4607 esas sayılı iddianamesi ile dolandırıcılık suçundan dolayı kamu davası açılarak şikayetçinin amcasının oğlu ile birlikte 19.08.2008 tarihinde Bafra`dan Samsun`a gelirken Bafra`da köydeki arkadaşlardan bir bayanın telefonunu aldıkları, Samsun`a geldiklerinde bayanın telefon numarasını aradıkları, telefona cevap veren bayanın var demesi üzerine şikayetçinin bayana "amcamın oğlu askere gidecek, cinsel ilişkiye girmesi için bir bayan gönderirmisin" dediği, bayanın gönderirim diye cevap verdiği, şikayetçinin 200,00 YTL`ye anlaştığı ve Z... Bankası`nın yanında beklemeleri halinde yanlarına bir bayan göndereceğini parayı ona vermelerini söylediği, şikayetçinin yanında amcasının oğlu ile birlikte buluşma yerinde beklemeye başladıkları, sanık H. buluşma yerine gelerek şikayetçilerle konuştuğu ve 200,00 YTL parayı aldığı daha sonra bayanın geleceğini söyleyerek ayrıldığı, şikayetçilerin bekledikleri bayan gelmeyince dolandırıldıklarını anlayarak şikayetçi oldukları olayda;

Hukuki düzenin bazı alacaklar bakımından borçlusuna dava ve cebri icra yoluyla zorlama hakkı vermediği borçların, eksik borçlar olduğu, eksik borcun müeyyidesinin hukuk düzeninde bulunmadığı, talep edilebilir ancak dava edilmez olduğu, hakim tarafından resen dikkate alınacağı, kumar ve bahis borçları ile evlenme tellallığından doğan borçların bu kapsamda olduğu gözetildiğinde, yargılama sırasında şikayetinden vazgeçen müştekinin anlatımından ve tüm dosya kapsamından, sanık S.`nın, müştekiyi aramadığı aksine müşteki tarafından telefonla arandığı F.`in kendisini sürekli rahatsız ettiğini, kendisinden cinsel ilişkiye girmek amacı ile bayan istediğini, kendisinin yardımcı olamayacağını söylemesine rağmen şikayetçinin ikna olmadığının bunun üzerine H.`yi gönderip 200,00 YTL parasını aldığını, 25,00 YTL`sini H.`ye verdiğini, kendisini şikayetçinin çok bunaltmış olması sebebi ile bu şekilde hareket ettiğini savunması, savunmasının aksinin kanıtlanmaması, diğer yandan fuhuş kapsamında ahlaka ve hukuka aykırı isteğin karşılanmamasının ne şekilde hileli davranış olduğu açıklanmadan, hukuki ihtilaf kapsamında olan ve unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kabule göre de;

Sanığın 4 gün adli para cezası karşılığı 5237 sayılı TCK`nın 52. maddesi gereğince günlüğü takdiren 20 TL`den hesaplanarak cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, hesap hatası yapılarak fazla ceza tayini,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK`un 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık Sevda`ya aynı Yasanın 325. maddesi gereğince teşmiline, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.