Loading...
13.07.2022

Haciz Tarihinde İpotek Borcunun Sona Ermiş Olması

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
E. 2012/6760
K. 2012/23993
T. 9.7.2012

ÖZET : Haciz tarihinde ipotek borcunun sona ermiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilir. Taşınmaz kaydına haciz uygulanmış olduğu ve bu tarihte borçluya ait taşınmaz üzerinde Banka lehine kayıtlı ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir. Karar gerekçesinde ipoteğin varlığı kabul edilip mahiyeti tartışılmasına rağmen bu ipotek borcunun sona erip ermediği tapu kayıtlarından araştırılmadan bankadan sorulmadan hüküm kurulmuştur. İpoteğin haciz tarihinden önce kalkıp kalkmadığı, araştırılarak karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup dava dosyası için Tetkik Hakimi Melikşah Şener tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR : Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi veya zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş olan ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesiyle kurduğu ipotekler, borçlunun daha sonra bu yerle ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek borcunun sona ermiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi bundan sonraki tüm hacizler yönünden haczedilmezlik şikayetinde bulunmanın mümkün olmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar.

Somut olayda, taşınmaz kaydına 26.6.2009 tarihinde haciz uygulanmış olduğu ve bu tarihte borçluya ait taşınmaz üzerinde T. İş Bankası A.Ş. lehine kayıtlı 11.3.2005 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir. Karar gerekçesinde ipoteğin varlığı kabul edilip mahiyeti tartışılmasına rağmen bu ipotek borcunun sona erip ermediği tapu kayıtlarından araştırılmadan bankadan sorulmadan hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece, ipoteğin haciz tarihinden önce kalkıp kalkmadığı, araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.`nun 366. ve H.U.M.K.`nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.