Loading...
18.04.2022

Feragat, Davayı Sona Erdiren Kesin Bir Usul İşlemidir

T.C Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 
Esas: 2015/ 6912 
Karar: 2015 / 8394 
Karar Tarihi: 22.04.2015
Yargıtay Kararı
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
Tarihi : 04/12/2014
Numarası : 2014/862-2014/904 
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir.

2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Mahkemece, davalı-davacı kadının bozma öncesi 05.11.2013 tarihli duruşmadaki “Ben de eşimle anlaştım, boşanmak istemiyorum, feragati mahkemenin takdirine bırakıyorum” şeklindeki beyanı ve bozma sonrası 04.12.2014 tarihli duruşmada “tarafların yan yana gelip, bir ve beraber olmaları, el ele tutuşmaları ve bu durumu mahkeme heyetine göstermeleri” gerekçe gösterilerek, davalı-davacı kadının boşanma davasının da feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm bu yönden kadın tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlığın çözümlenmesinde öncelikle ilke olarak, feragat beyanının nasıl olması gerektiği üzerinde durulmalıdır.

04.02.2011 tarihinde yayımlanarak 01.10.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ise; "davadan feragat" başlıklı 307/1. Maddesinde; "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı Kanun`un 309/1. Maddesinde; "Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. "; 311/1. maddesinde ise: "Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükümlerine yer verilmiştir.

Açıklanan bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere;

Dava yoluyla bir hak talebinde bulunulabilmesi için, o hakkın maddi hukuk bakımından mevcut olması gerekir; hiç var olmayan veya başlangıçta var olmakla birlikte feragat nedeniyle bizzat hak sahibi tarafından ortadan kaldırılan (böylece, borçlu yönünden söndürülen) bir hak için, usul hukukunun kurum ve kuralları kullanılarak talepte bulunulması mümkün değildir.

Feragat, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir. Feragatten dönülmesi ve HMK. nun 176. maddesine göre, ıslah yolu ile feragatin hükümsüz kılınması olanaksız ise de, irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir (HMK. 311/1-2. cümle; Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt:IV, İstanbul 2001, sahife:3646 vd.)

Bilindiği gibi, feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelmektedir. Davadan feragat neticesinde, feragate konu hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz (Postacıoğlu, İ.E.:Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6.Bası,İstanbul 1975, sahi fe:479).

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu`nun 22.05.1987 gün ve E: 1986/4, K: 1987/5 sayılı ilamının gerekçesinde ise, yasaların uygulanmasında, hakların korunması doğrultusunda hareket etme gereği karşısında, açık bir irade beyanı olmadan davadan feragat edildiği sonucunun çıkarılamayacağı kabul edilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 309/4 maddesine göre “feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” Aynı ilkeler. Hukuk Genel Kurulu`nun 13.04.2005 gün ve E:2005/l 1-242, K:2005/249; 29.04.2009 gün ve E:2009/13-76, K:2009/120; 29.04.2009 gün ve E:2009/12-l 12, K:2009/126; 7.1.1970 gün E: 1969/2-681, K: 1970/11; 13.1.1972 gün ve E:1970/8-773, K:1972/164; 1.11.1978 gün ve E: 1977/575, K: 1978/906 sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.

Öğretide de feragatin; açık ve kesin olması gerektiği belirtilmektedir (Belgesay, Mustafa Reşit: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Cilt:I, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No: 78-95,İstanbul 1939, s.254; Üstündağ, Saim: Medeni Yargılama Hukuku, Cilt:I-II, 6.Bası, İstanbul 1997, s.573; Kuru, Baki:age.,s.3593; Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11.Bası, Ankara 2011, s.552-553).

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı-davacı kadının 05.11.2013 tarihli duruşmadaki beyanları ve tarafların duruşmalardaki hal ve hareketleri, kadının boşanma davasından feragat etmesi olarak nitelendirilemez. Bu husus nazara alınmadan, davalı-davacı kadının boşanma davasının da feragat nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Yüksel`e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının Funda`ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.