Loading...
15.08.2022

Düzenleyici İşlemin İptali Nedeniyle İdare Yapılan Başvuru

T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 
Esas: 2014/ 4017 
Karar: 2014 / 3333 
Karar Tarihi: 30.10.2014

ÖZET: İşlemin tebliğ tarihi olarak davacının gösterdiği … tarihini izleyen günden itibaren altmış günlük dava açma süresinin işletilmesi sonucu bulunan son dava açma tarihi olan tarihi geçirilerek açılan bu davanın süreaşımı nedeniyle esasının incelenmesi olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne karar verilmiştir.
(2577 S. K. m. 7, 10, 11, 12, 28) 

İstemin Özeti: Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 13/06/2014 günlü, E:2014/587, K:2014/689 sayılı kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi:

Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; Sağlık Bakanlığı bünyesinde radyasyonla çalışan sağlık personeli olarak görev yapan davacının, günlük çalışma süresini 5 saatten 9 saate çıkaran 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgenin yargı kararıyla iptal edildiğinden bahisle, söz konusu Genelge uyarınca günlük 5 saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 11/08/2011 günlü, 9359 sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 12/02/2013 günlü, E:2012/148, K:2013/105 sayılı kararıyla; idari yargılama hukukunda yargı merci tarafından verilmiş olan iptal hükmü ile, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar geriye yürüyerek hukuk aleminden silindiği, iptal hükmünün geriye yürüyerek, dava konusu işlemi hiç tesis edilmemiş şekilde ortadan kaldırdığı, bir genel düzenleyici işlemin iptal edilmesi durumunda, verilen yargı kararının, (bireysel/ferdi işlemin iptalinden farklı olarak) sadece o davayı açanı değil, bu genel düzenleyici işlem ile ilgili diğer kişileri de etkileyeceği, iptal kararı ile bu düzenleyici işleme dayanılarak yapılan işlemlerin doğurduğu etki ve sonuçlar ortadan kalktığından, iptal edilen bir düzenleyici işlemden dolayı, menfaati ihlâl edilen kişinin, verilen iptal kararının doğurduğu hukuki sonuçlardan faydalanmak amacıyla idareye başvurabileceğinin tabii olduğu açıklamasında bulunulduktan sonra, dava konusu işlemin iptaline, davanın, 08/10/2007-07/08/2008 tarihleri arasında haftalık 25 saatin üzerinde çalışılan saatler fazla mesai olarak değerlendirilerek yapılacak hesaplama sonucu bulunan döner sermaye ek ödemelerinin idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkin kısmının kabulüne ve 08/10/2007-07/08/2008 tarihleri arasında haftalık 25 saatin üzerinde çalışılan saatler fazla mesai olarak değerlendirilerek yapılacak hesaplama sonucu bulunan döner sermaye ek ödemelerinin (aynı süredeki mesai içi çalışmaya esas davacıya ödenen döner sermaye miktarı mahsup edildikten sonra) davacının idareye başvuru tarihinden itibaren yürütülecek kanuni faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, davanın, 08/10/2007-07/08/2008 tarihleri arasında haftalık 25 saatin üzerinde çalışılan saatlere karşılık davacıya fazla mesai ücreti ödenmesi istemine ilişkin kısmının ise reddine karar verilmiştir.

Anılan karar, Danıştay Beşinci Dairesinin 27/02/2014 günlü, E:2013/6214, K:2014/1375 sayılı kararıyla; davanın, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgesinden kaynaklanan bir tam yargı davası olduğu, işlemden doğan tam yargı davasının, işlem tarihine göre hesaplanacak dava açma süresi içinde açılmış olması halinde uyuşmazlığın esası yönünden incelenebileceği, anılan Genelge tarihinden itibaren tâbi olduğu çalışma saatlerindeki belirgin artış nedeniyle bu artışın nedenini oluşturan Genelgeden haberdar olan davacının, 2577 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca, 08/10/2007 tarihinden itibaren altmış gün içinde ya da anılan Kanunun 11. maddesine göre idareye başvurduktan sonra aldığı cevaba göre hesaplanacak süre içinde, söz konusu Genelgeden kaynaklanan zararlarının tazmini istemiyle dava açması gerekirken, bu sürelerin dolmasından çok sonra açmış olduğu tam yargı davasının esasının süreaşımı nedeniyle incelenmesine imkan bulunmadığı; diğer taraftan, Genelgeye karşı dava açmamış olan davacının, başka bir dava sonucunda bu düzenleyici işlemin iptali üzerine idareye başvurarak 2577 sayılı Kanunun 28. maddesi kapsamında parasal haklarının tazminini isteyebilmesi mümkün olmadığı gibi, bu davanın, anılan Kanunun 12. maddesinde belirtilen, iptal kararı üzerine açılmış bir tazminat davası olarak nitelendirilmesi olanağının da bulunmadığı; tazminat isteği 2007 yılında çıkarılmış Genelgeye dayandırıldığı için, davacının idareye yaptığı başvurunun, dava konusu olabilecek bir işlem tesisi amacıyla yapılmış bir başvuru olarak kabulünün ve 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin de olanaksız olduğu; bu bakımdan, süreaşımı yönünden davanın reddi gerekirken işin esası yönünden karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de, İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak, işlemin iptali, tazminat isteminin ise kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

Davalı idare, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Israr kararı, davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkin olduğundan, bu hususla sınırlı olarak inceleme yapıldı.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiş; "İdari Makamların Sükutu" başlıklı 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari bir davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı ve ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilecekleri kuralı getirilmiş; "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; 2368 sayılı Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanunun 2. maddesinin 28/03/2007 günlü, 5614 sayılı Kanun ile değiştirilerek kamu sağlık personelinin haftalık çalışma süresinin genel olarak 45 saat, mesai saatleri dışında serbest olarak çalışanların ise 40 saat olarak belirlenmesi üzerine, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgesiyle radyasyonla çalışan kamu sağlık personelinin mesailerinin, Kamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmelik`te öngörülen doz limitleri içerisinde kalmak kaydıyla 45 saat, mesai saatleri dışında serbest çalışanlar için ise 40 saat olarak uygulanması hususunun Valiliklere duyurulması ile radyasyonla çalışan kamu sağlık personelinin günlük çalışma süresinin 08/10/2007 tarihinden itibaren 9 saat olarak uygulanmasına başlandığı, açılan bir davada söz konusu Genelgenin, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/05/2008 günlü, YD. İtiraz No:2008/417 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulması üzerine Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü`nce yayımlanan 07/08/2008 günlü, 30218 sayılı Genelge ile, anılan yargı kararı gereğince radyasyonla çalışan kamu sağlık personelinin günlük mesailerinin 5 saat olarak düzenlenmesi hususunun Valiliklere duyurulması ile radyasyonla çalışan kamu sağlık personelinin günlük çalışma süresinin 9 saat olarak uygulanmasına son verilerek 07/08/2008 tarihinden itibaren 5 saat olarak uygulanmasına geri dönüldüğü; Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi`nde röntgen teknisyeni olarak görev yapan davacının, bu gelişmeler üzerine, 01/08/2011 tarihinde anılan Hastane Baştabipliğine başvuruda bulunarak, 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelge uyarınca günlük mesaisinin 5 saatten 9 saate çıkarıldığı dönemde yaptığı çalışmaların fazla çalışma kapsamında kaldığından bahisle söz konusu Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerindeki fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi isteğinde bulunduğu; bu başvuru üzerine davacıya gönderilen Baştabipliğin 11/08/2011 günlü, 9359 sayılı yazısında, davacının başvuru dilekçesine istinaden Sağlık Bakanlığı`ndan görüş alınmak üzere İl Sağlık Müdürlüğüne yazı yazıldığının ve gelecek cevaba göre işlem yapılıp davacıya bilgi verileceğinin belirtildiği; davacının, bu davayı açarken, dava dilekçesinde, idarenin 11/08/2011 günlü bu yazısındaki belirsiz cevabını 2577 sayılı Kanunun 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ret işlemi kabul ederek bu davayı açtığı yönünde bir açıklamada bulunmak suretiyle, söz konusu 11/08/2011 günlü, 9359 sayılı işlemin iptali ile parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.

İdare Hukuku ilkelerine göre, iptal kararları, iptali istenilen işlemi tesis edildiği tarih itibarıyla ortadan kaldırarak, o işlemin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlar. Bir genel düzenleyici işlemin iptal edilmesi durumunda, verilmiş olan yargı kararının, sadece o davayı açanı değil, bu genel düzenleyici işlem ile ilgili diğer kişileri de etkileyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle, iptal edilen bir düzenleyici işlemden dolayı, menfaati veya hakkı ihlal edilen kişinin, iptal kararının doğurduğu sonuçlardan yararlanmak amacıyla idareye başvurabileceğinin kabulü gerekir.

Bu bağlamda, davacının davalı idareye yapmış olduğu başvuru, genel düzenleyici nitelikteki bir işlemin iptali yolundaki kararın, o düzenleme ile ilgili herkes için hüküm ifade edeceği hukuksal gerçeğinden hareketle, kararın sonuçlarından kendisinin de yararlanması; daha açık bir ifadeyle, günlük çalışma saatlerini beş saatten dokuz saate çıkaran 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgenin yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine, söz konusu Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi istemiyle yapılmış olan ve 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir başvurudur.

Ancak, davacının, yargı kararıyla iptal edilmiş olan, günlük çalışma saatlerini beş saatten dokuz saate çıkaran Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi isteğiyle 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu 11/08/2011 günlü, 9359 sayılı işlemin kendisine tebliğ edildiği tarihi dava dilekçesinde "12/08/2011" olarak gösterdiği ve bu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini istemiyle 31/01/2012 tarihinde bu davayı açtığı görülmektedir.

Bu durumda, işlemin tebliğ tarihi olarak davacının gösterdiği 12/08/2011 tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük dava açma süresinin işletilmesi sonucu bulunan son dava açma tarihi olan 11/10/2011 tarihi geçirilerek 31/01/2012 tarihinde açılan bu davanın süreaşımı nedeniyle esasının incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Sakarya 1. İdare Mahkemesince verilen 13/06/2014 günlü, E:2014/587, K:2014/689 sayılı kararın temyize konu kısmının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.