Loading...
09.05.2022

Dolandırıcılık Suçu Hakkında

T.C. YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ
E. 2012/10042
K. 2014/4032
T. 5.3.2014

• DOLANDIRICILIK ( Sanığın Katılanlara Emeklilik İşlemlerini Halledebileceğini veya İş Bulabileceğini Söyleyerek Paralarını Aldığı - Şikayetçi Sayısınca Beş Kez Dolandırıcılık Suçunu İşlediğinin Gözetileceği )

• TEŞEBBÜS ( Dolandırıcılık - Sanığın Şikayetçi ve Katılana Yönelik Eylemlerini Tamamladığı/Teşebbüs Nedeniyle İndirim Yapılamayacağı )

• MÜTESELSİL SUÇ ( Dolandırıcılık - Sanığın Katılana Yönelik Bir Suç İşleme Kararının İcrası Kapsamında Değişik Zamanlarda Aynı Suçu İşlemesi Nedeniyle Teselsül Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği )

• ETKİN PİŞMANLIK ( Hükümlerinden Yararlanmayan Sanık Hakkında Ertelemenin Zararın Giderilmesi Şartına Tabi Tutulmasının Hukuka Aykırı Olduğu - Dolandırıcılık )

• ERTELEME ( Dolandırıcılık - Etkin Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanmayan Sanık Hakkında Ertelemenin Zararın Giderilmesi Şartına Tabi Tutulmasının Hukuka Aykırı Olduğu )

5237/m.35,5158157168

ÖZET : Katılanlara emeklilik işlemlerini halledebileceğini veya iş bulabileceğini söyleyerek katılanların parasını alan sanığın katılan ve şikayetçi sayısınca beş kez dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olmakla mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sanığın, şikayetçi ve katılana yönelik eylemleri tamamlandığı halde teşebbüs nedeniyle indirim yapılarak eksik ceza tayini hukuka aykırıdır.

Yine sanığın katılana yönelik bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçu işlemesi nedeniyle teselsül hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırıdır.

Malvarlığına yönelik bazı suçlarda failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşaması dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun`un 51. maddesinde bir koşul olarak gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbir şartına bağlı tutulması imkanının bulunmadığı, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin, katılanlar M. ve Z. ile şikayetçi M.`in uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.

Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.

Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Somut olaylarda; şikayetçi M.`in Sağlık Bakanlığı yemekhanesinde yemek yerken kendisini “Rıza” olarak tanıtan sanık Z. ile tanıştığı, sanığın, şikayetçiyle bir süre sohbet ettikten sonra emekli olup olmadığını sorduğu, şikayetçinin de emekli olmak için 5 yılının kaldığını söylemesi üzerine sanığın, emeklilik işlemlerini halledebileceği vaadinde bulunarak bir takım evraklarla birlikte masraf olarak 5.000 TL para istediği, bir hafta sonra şikayetçinin kendisine ait sigorta kartı, nüfus cüzdanı fotokopisi ve 4 adet fotoğrafla birlikte 1.500 TL parayı sanığa verdiği, sonrasında şikayetçinin sanığı arayarak işlemlerin ne durumda olduğunu sorduğunda sanığın her defasında şikayetçiyi oyaladığı ; yine suç tarihinde işsiz olan katılan M.`in, beraat eden sanık S. aracılığıyla S.`ın babası olan sanık Z. ile tanıştığı, sanık Z.`nin, katılan M.`e Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü`nde iş bulabileceği vaadinde bulunduğu ve katılandan bir kısım evraklarla birlikte para istediği, katılanın da hazırladığı evraklarla birlikte önce İl İdare lokalinde 1.500 TL verdiği, bir hafta sonra aynı yerde 600 TL daha verdiği, bir süre sonra sanığın işi kesinlikle yapabileceğini söyleyerek katılandan 400 TL daha aldığı, en son görüşmelerinde ise katılanın 300 TL daha para verdiği ; katılan Z.`in de arkadaşı olan katılan M. aracılığıyla sanık Z. ile tanıştığı, sanığın yine iş bulabileceği vaadinde bulunarak katılan Z.`den de 10.000 TL para ile birlikte bir kısım evrakları hazırlamasını istediği, yine İl İdare lokalinde buluştukları ve katılan Z.`in evraklarla birlikte 2.500 TL`yi sanığa verdiği ; şikayetçi A.`nin ise arkadaşı olan katılan Z. aracılığıyla sanık Z. ile tanıştığı, sanığın yine şikayetçi A.`ye de iş bulabileceği vaadinde bulunduğu, yine aynı lokalde sanıkla buluştukları, yanında diğer katılan E.`in de bulunduğu, şikayetçi A.`nin sanığa evraklarla birlikte 2.000 TL parayı verdiği ; yine katılan E.`in de kendisine Vakıflar Genel Müdürlüğü`nde iş bulabileceği vaadinde bulunan sanığa aynı lokalde eşi ve kendisine ait evraklarla birlikte 2.400 TL para verdiği, bu arada katılan Z.`in sanık hakkındaki önceden yapmış olduğu şikayeti üzerine sanığın katılan E. ve şikayetçi A.`den İl İdare lokalinde paraları aldığı esnada polisler tarafından yakalandığı ve üzerinden ele geçirilen paraların şikayetçi A. ile katılan E.`e iade edildiği, böylece sanığın katılan ve şikayetçi sayısınca beş kez dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olmakla mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sanığın, şikayetçi A. ve katılan E.`e yönelik eylemleri tamamlandığı halde teşebbüs nedeniyle indirim yapılarak eksik ceza tayini ; yine sanığın katılan M.`e yönelik bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçu işlemesi nedeniyle teselsül hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini; ayrıca 5237 sayılı TCK`nın 51/2 maddesine göre, cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edileceği, koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverileceği hükmüne yer verildiği, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen aynı yasanın 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşaması dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun`un 51. maddesinde bir koşul olarak gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbir şartına bağlı tutulması imkanının bulunmadığı, böyle bir uygulamanın, mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanırken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık veya sanıklar aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin, katılanlar M. ve Z. ile şikayetçi M.`in uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

SONUÇ : Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.