Loading...
06.07.2022

Cumhuriyet Savcısının Gereği Gibi Soruşturma Yapmaması

T.C. Yargıtay 11. Ceza Dairesi
E: 2009/18144
K: 2010/4318 
T: 09.04.2010


DAVA : Güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler Ramazan ve Önder hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.11.2008 tarihli ve 2008/33802 soruşturma, 2008/14241 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı`nca verilen 17.12.2008 tarihli ve 2008/2286 değişik sayılı kararın tüm dosya kapsamına göre;

Şüpheliler Ramazan ve Önder`in, müşteki M.Selim`in temsile yetkili müdür olarak görev yaptığı H... Akaryakıt Ticaret ve Nakliye Limited Şirketi ile yaptıkları 05.09.2008 tarihinde akaryakıt ve madeni yağ alımı konusundaki sözleşmeye istinaden aldıkları mal bedelinin 49.808,60 yeni Türk Lirasını ödemedikleri, şüphelilerin alım satım sözleşmesinde belirttikleri şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer almadığı belirtilerek, olayda müsnet suçların yasal unsurlarının oluşmadığı, taraflar arasındaki anlaşmazlığın sözleşmeye bağlı ticari alışverişten kaynaklanan hukuki mahiyet arz ettiğinden bahisle hiçbir araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi`nin 14.11.2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun`un kendisine yüklediği soruşturma görevini hiç yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun`un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 26.08.2009 gün ve 2009/9796-47206 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığı`nın 24.09.2009 gün ve KYB.2009/205400 sayılı ihbarnamesiyle Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip, gereği görüşüldü:

KARAR : Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu`nun 04.12.2007 gün ve 2007/2-247/257 sayılı kararında açıklandığı üzere, 5271 sayılı CMK`nın 160. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenen Cumhuriyet Savcısı, kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamak, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince de maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almak ve şüphelinin haklarını korumak ile aynı Kanun`un 170. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca da soruşturma evresi sonucunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa iddianame düzenlemek, aksi halde de 172. madde gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar vermek yükümlülüğü altındadır.

Cumhuriyet Savcısının kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararına karşı yapılacak başvuru yöntemi de CMK`nın 173. maddesinde düzenlenmiş olup, itiraz mercii olarak öngörülen ağır ceza mahkemesi başkanının itirazı yerinde bulması halinde Cumhuriyet Savcısının iddianame düzenleyerek mahkemeye vereceği, itirazın haklı bulunmaması halinde de istemin gerekçeli olarak reddolunacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak bu hükümlerin uygulanabilmesi için Cumhuriyet Savcısının kanuna uygun bir soruşturma yapmış olması zorunlu olup buna karşın, Cumhuriyet Savcısının CMK`nın kendisine yüklediği soruşturma görevini hiç yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumlarda, itirazı inceleyen merciin, Cumhuriyet Savcısının CMK`nın 160 ve devamı maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak amacıyla itirazın kabulüne karar vermesi gerekmektedir.

SONUÇ : İncelenen dosya içeriğine göre; şüpheliler hakkında "resmi evrakta sahtecilik", "dolandırıcılık" ve "güveni kötüye kullanma" suçlarını işlediklerinin iddia olunması karşısında; hiçbir soruşturma yapmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla, itirazın bu nedenle kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsiz olup, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.11.2008 gün ve 2008/33802 soruşturma, 2008/14241 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik vaki itirazın reddine ilişkin mercii Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı`nca verilen 17.12.2008 gün ve 2008/2286 değişik iş sayılı kararın CMK`nın 309. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), müteakip işlemlerin 5271 sayılı CMK da gözetilerek mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 09.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.