Loading...
07.06.2022

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Görev Yeri Asliye Ceza Mahkemesi Olması

T.C. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 
E. 2014/8360
K. 2017/2567
T. 12.6.2017

ÖZET : Muhtar olarak görev yapan sanığın, kamulaştırma kararı olmaksızın veya malikinin rızası alınmadan, katılanın hissesinin bulunduğu taşınmazdan kanalizasyon borusu geçirdiği iddia edilen olayda; görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK.257. maddesi genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK`. 154/1. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz veya TCK. 261. maddesinde düzenlenen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçunu oluşturabileceği dikkate alınarak davaya bakmanın, delillerin takdir ve tartışılmasının 5235 S.K. 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesi`nin görevi kapsamında bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden karar tarihinde faaliyette bulunan sulh ceza mahkemesinde yargılamaya devam edilerek görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,hatalıdır.

DAVA : Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

KARAR : Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Muhtar olarak görev yapan sanığın, kamulaştırma kararı olmaksızın veya malikinin rızası alınmadan, katılanın hissesinin bulunduğu 1617 parsel numaralı taşınmazdan kanalizasyon borusu geçirdiği iddia edilen olayda; görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK`nın 257. maddesi genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK`nın 154/1. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz veya TCK`nın 261. maddesinde düzenlenen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçunu oluşturabileceği dikkate alınarak davaya bakmanın, delillerin takdir ve tartışılmasının 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesi`nin görevi kapsamında bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden karar tarihinde faaliyette bulunan sulh ceza mahkemesinde yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,

Kabule göre de;

Yüklenen suçu TCK`nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 Sayılı Kanun`un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK`nın 321 ve 326/ son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.