Loading...
24.06.2022

Haczedilmezlik Şikayeti Davası

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
E: 2014/ 35404 
K: 2015 / 9103 
T: 09.04.2015

ÖZET: Somut olayda; tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı lehine hüküm kurulan kişiye geçeceğinden, bu tarihten sonra eski malikin borcundan dolayı konulan haczin ise kaldırılması gerekir. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ve ilkeler ışığında şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Hükmün bozulması gerekmiştir.
(2004 S. K. m. 16) (4721 S. K. m. 705) (YHGK 24.09.1997 T. 1997/15-461 E. 1997/729 K.) (YHGK 13.06.2001 T. 2001/12-461 E. 2001/516 K.) (YHGK 31.03.2004 T. 2004/12-162 E. 2004/183 K.)

Dava ve Karar: Mahalli mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi üçüncü kişinin, Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde borçlulara karşı açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucunda davanın kabulü ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, taşınmazın borçlular adına olan kaydının iptaline karar verildiğini ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetçinin icra dosyasında taraf olmadığı, genel mahkemelere başvurarak taşınmazın kendisine ait olduğunu ispat ederek haczin kaldırılmasını isteyebileceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Üçüncü kişilerin, adlarına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK`nın 24,09.1997 tarih 1997/15-461 E. 1997/729 K.;HGK`nın 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.; HGK`nın 31.03.2004 tarih ve 2004/12-162 E. 2004/183 K).

Hukuk Genel Kurulu`nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Bir başka deyişle; haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmaz borçlunun borcu için haczedilemez.

4721 sayılı TMK`nın 705/1. maddesinde; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" yasal düzenlemesi mevcuttur. Anılan hükme göre tapuya tescil işlemi gerçekleşmediği halde tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı kazanılır.

Buna göre tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı lehine hüküm kurulan kişiye geçeceğinden, bu tarihten sonra eski malikin borcundan dolayı konulan haczin ise kaldırılması gerekir.

O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ve ilkeler ışığında şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nın 366 ve HUMK`nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.