Loading...
08.06.2022

Borçlunun Müstakbel İstihkakına Haciz Konulması Yönündeki İcra Müdürlüğü İşleminin Yerinde Olması

T.C. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 
E: 2012/ 26902 
K: 2013 / 2306 
T: 28.01.2013

ÖZET: Olayda borçlunun müstakbel (beklenen) istihkakına (alacaklarına) haciz konulması yönündeki icra müdürlüğü işlemi yerindedir. O halde mahkemece, üçüncü şahsın icra müdürlüğüne hitaben yazdığı, borçlunun kurum nezdindeki alacaklarına haciz konduğuna ilişkin ... tarihli yazısı da göz önünde bulundurularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 78, 83, 85, 89, 355, 356)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Kural olarak ilerde doğacak muhtemel bir hakkın haczi mümkün değildir. İİK`nun 89.maddesi gereğince üçüncü şahsa, borçlunun, nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczi şeklinde haciz ihbarnamesi çıkarılması halinde, üçüncü şahsın sorumluluğu, haciz müzekkeresinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut (fiili) durumla sınırlıdır. Rutin ödemeler (kira alacakları vs.) dışında ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada üçüncü şahıslarca net olarak bilinmesi mümkün olmadığından, haciz ihbarnamesi muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmaz. 

Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ancak İİK. nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür. Borçlunun üçüncü kişilerdeki taşınır malları ve alacakları da (kendi elindeki taşınır malları gibi) İİK`nun 85/1. maddesine göre haczedilebilir. Borçlunun üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresinin iptalini istemeye yönelik başvuruda bulunmasının ise yasal dayanağı bulunmamaktadır. 

Somut olayda talep üzerine icra müdürlüğünce borçlu U... Ticaret A.Ş.`nin üçüncü kişi İSKİ Genel Müdürlüğü nezdinde henüz doğmamış hak ediş alacakları üzerine, yazılan haciz müzekkeresi ile haciz konulduğu, borçlunun doğmamış bir alacağın haczinin mümkün olmadığını beyanla hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. 

İki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye (temele) dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacak denir. Müstakbel (beklenen) yada doğacak alacaklar için haciz yazısı gönderilebilmesi, üçüncü kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde, üçüncü kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin (temelin) mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsi ile borçlunun belli olması yeterlidir. Alacağın miktarının belli olup olmaması veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunması önemli değildir. İşçiler ve memurların işveren nezdinde işleyecek ücret alacakları, müstakbel alacaklara örnek olarak gösterilebilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı-sh 428 vd .. ). Kanun, ücret hacizlerinde, bu anlamdaki müstakbel alacakların haczedilebileceğini açıkça kabul etmektedir (İİK. 83, 355, 356.). 

Bu durumda borçlunun müstakbel (beklenen) istihkakına (alacaklarına) haciz konulması yönündeki icra müdürlüğü işlemi yerindedir. O halde mahkemece, 3. şahsın icra müdürlüğüne hitaben yazdığı, borçlunun kurum nezdindeki alacaklarına haciz konduğuna ilişkin 29.02.2012 tarihli yazısı da göz önünde bulundurularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü isabetsizdir. 

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.`nun 366. ve HUMK.`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.