Loading...
20.06.2022

Boşanma İle Mal Rejimi Sona Ereceğinden Boşanmadan Sonraki Tarihte Edinilen Mala İlişkin Katkı Payı Alacağı Aile Hukukundan Kaynaklanan Bir Uyuşmazlık Değildir

T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 
E: 2015/ 7527 
K: 2017 / 366 
T: 17.01.2017

ÖZET: Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından Aile Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık aile hukukundan kaynaklanmadığından görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Mahkemece, dava dilekçesinin bu istekle ilgili olarak görev yönünden reddine, görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir. 

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

Davacı ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına kayıtlanan bir adet araç ile taşınmazın paylaşımını talep etmiştir. Tefrik edilen mal rejimine yönelik bu talepleri yönünden 16.12.2014 tarihli dilekçe ile 28.281,77 TL üzerinden dava harcı tamamlayarak araç ve taşınmazdan taraflarına düşecek payın parasal değerini talep ettiklerini açıklamıştır.

Davalı ... vekili, davacının ev hanımı olduğunu ve malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. 

Mahkemece, davanın kabulü ile 28.281,77 TL`nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 

1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 

2-Davalı vekilinin araca yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Mal rejiminin devamı süresince bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır. (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m)

Somut uyuşmazlık incelendiğinde, taraflar, 07.12.1995 tarihinde evlenmiş; 18.01.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 11.02.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. (TMK 225/son), Tasfiyeye konu edilen araç ise mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarih olan 22.06.2010 tarihinde davalı eş adına satın alınmıştır. Edinme tarihi itibariyle mal rejimi sona ermiştir.

Mahkemece, talebin Aile Hukuku`ndan kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanmadığından görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Mahkemece, dava dilekçesinin bu istekle ilgili olarak görev yönünden reddine, görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesine (tefrik edilerek yeni esas ile) karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK`nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK`nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.