Loading...
13.06.2022

Hizmet Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklara İlişkin Davalar Hakkında

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 
E. 2012/13-648
K. 2012/1385
T. 26.12.2012

    ÖZET : Dava, iş akdi sonlandırılan işçinin lojmanı terk etmemesi nedeniyle el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; göreve ilişkin olup, yargılamanın asliye hukuk mahkemesinde mi yoksa iş mahkemesinde mi görülmesinin gerektiği noktasındadır.Taraflar arasında iş akdi mevcut olup, davalı işçi, iş akdi ile kendisine tanınan hakka dayalı olarak davacı işveren tarafından işçisine tahsis edilen lojmanda ikamet etmektedir.O halde, iş akdine dayalı olarak kullanılan bir hakkın sona erdirilmesine yönelik işbu el atmanın önlenmesi davasının 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu`nın 1.maddesi uyarınca iş mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir.Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekir.

    DAVA : Taraflar arasındaki “el atmanın önlenmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkeme`since davanın reddine dair verilen 25.10.2011 gün 433 E.940 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi`nin 21.03.2012 gün ve 6304 E.7451 K. sayılı ilamı ile;

    ( ... Taraflar arasındaki ilişki hizmet sözleşmesine dayanmaktadır. Bu gibi hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davaların İş Mahkemelerinde görülmesi 4857 ve 552l sayılı kanunların 1.maddeleri hükümleri gereğidir.

    O halde Karabük`de ayrıca İş Mahkemesi varsa veya İş Mahkemesi mevcut olmadığı gibi iş davalarına bakmaya Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili de kılınmamışsa dava dilekçesinin görev yönünden reddi, şayet ayrı bir İş Mahkemesi bulunmayışından dolayı İş davalarına bakmaya Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili kılınmışsa ara kararı verilerek davaya İş Mahkemesi niteliği ile bakılması gerekir.

    Bu yönlerin gözden kaçırılması bozma nedenidir... ),

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    KARAR : Dava, el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

    Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı işçinin iş akdinin fes edildiğini ve işyerinde uygulanan Lojman Yönetmeliği gereğince iş akdinin feshini izleyen üç aylık sürede lojmanın tahliye edilmesinin gerekmesine rağmen davalının lojmanı haksız olarak boşaltmadığını ileri sürerek, davalının lojmandan tahliyesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı vekili, iş akdinin feshinin geçersiz olduğunun iş mahkemesi kararıyla belirlendiğini, bu nedenle müvekkili işçinin lojmanı kullanma hakkının bulunduğunu savunmuştur.

    Mahkemece, davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketin işçisi konumunda olduğu ve iş akdinin devam etmesi nedeniyle kendisine tahsis edilen lojmanı kullanma hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

    Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; göreve ilişkin olup, yargılamanın asliye hukuk mahkemesinde mi yoksa iş mahkemesinde mi görülmesinin gerektiği noktasında toplanmaktadır.

    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 1. maddeleri uyarınca mahkemelerin görevi kanunla belirlenir ve kamu düzenine ilişkin olan görev konusunun mahkemelerce re`sen dikkate alınması gereklidir.

    İş mahkemelerinin görevi, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu`nın 1.maddesi ile düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, iş kanununa göre işçi sayılan kimseler ile işveren arasındaki iş akdine dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıklarının çözülmesinde iş mahkemeleri görevlidir.

    Somut olayda, taraflar arasında iş akdi mevcut olup, davalı işçi, iş akdi ile kendisine tanınan hakka dayalı olarak davacı işveren tarafından işçisine tahsis edilen lojmanda ikamet etmektedir.

    O halde, iş akdine dayalı olarak kullanılan bir hakkın sona erdirilmesine yönelik işbu el atmanın önlenmesi davasının 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu`nın 1.maddesi uyarınca iş mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir.

    Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun`un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.