Loading...
16.08.2022

Tavzih Yolu İle Hükmün Değiştirilmesi Bozma Sebebidir

T.C. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 
Esas: 2015 / 17473 
Karar: 2017 / 15782 
Karar Tarihi: 03.07.2017

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... Gıda San. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının 01.08.1998-09.06.2009 tarihleri aalı işyerlerinde çalıştığını, davacının maaşlarının hemen hepsinin parça parça ve elden imza karşılığı ödendiğini, davacının haftada 6 gün 08.30-19.30 ya da 10.30-21.30 saatleri arasında 2 farklı vardiya halinde çalıştığını, işe giriş ve çıkışlarda tüm çalışanların üzerinin, çantalarının arandığını, 2009 Mayıs ayına ait davacının maaşını ödemeyen ve ödemeyi de düşünmediğini söyleyen davalının bu hareketi karşısında, zaten zorluklar nedeniyle çekilmez bir iş ortamında çalışan davacının ... 14. Noterliği`nden 7694 yevmiye nolu ihtarname göndererek hizmet akdini feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile tahsilini talep etmiştir.

Davalıların Cevabının Özeti:

Davalı ... A.Ş. vekili; davacının 11.07.2001 tarihinde işe başladığını ve 22.04.2008 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, davacı ve arkadaşlarının işi bırakması nedeniyle davalının savunmalarını istediğini ve işe davet ettiğini, aksi halde iş akitlerinin feshedileceğinin bildirildiğini, davacı ve arkadaşlarının işbaşı yapmadığını, üzerlerinin arandığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının maaşlarının düzenli ve tam ödenmekte olduğunu, davacı ve birlikte hareket eden arkadaşlarının işi topluca bırakması nedeniyle işverenin zor durumda kaldığını iddia ile davanın reddini istemiştir.

Mahkemece taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 2013/32675 esas, 2013/24159 karar sayılı bozma ilamı ile sair temyiz itirazları reddedilerek; “davacının 2007 yılı sonrasında gerçekleşen çalışma dönemine ilişkin fazla çalışma iddiasını ispatladığı kabul edilmez. Bu husus dikkate alınmaksızın eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsizdir. Davacının kullanmadığı 115 gün yıllık izin süresi yönünden 01.11.2011 tarihli ikinci bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itibar edilmesi gerekirken, 162 gün yıllık izin süresi üzerinden yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmiş olması da hatalıdır.” gerekçeleri ile bozulmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece bozma ilamından sonra taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş, davacının ıslah dilekçesinin sehven dikkate alınmadığı belirtilmiş, davacının talebi üzerine tavzihle hüküm fıkrası değiştirilerek karar verilmiştir.

Temyiz:

Hükmü davalı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Tavzihle hükmün değiştirilip değiştirilemeyeceği, uyuşmazlık konusudur.

Hükmün tavzihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 305 ve 306. maddelerinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun`un 305. maddesi hükmü; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.” “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” şeklindedir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği emredici olarak düzenlenmiştir. Bu açık hükme rağmen mahkemece hüküm fıkrasının tavzih yolu ile değiştirilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3-Bozmadan sonra tarafların ıslah dilekçesi verip veremeyeceği, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.

Davalı bozma ilamından sonra cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunmuştur. 04.02.1948 tarih, 1944/10 esas ve 1948/3 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre bozmadan sonra taraflar taleplerini ıslah edemez. 06.05.2016 tarih, 2015/1 esas ve 2016/1 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ile 04.02.1948 tarih, 1944/10 esas ve 1948/3 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine karar verilmiştir. Bu durumda davalının bozmadan sonra talebini ıslah yolu ile değiştirmesi mümkün değildir. Mahkemece davalının bozmadan sonra ıslah talebinde bulunamayacağı dikkate alınmadan yapılan hesaplamaya göre hüküm kurması hatalıdır. Mahkemece bu konuda yapılacak iş; davalının ıslah talebi dikkate alınmadan, davacının ilk talebi ve ıslah talebine göre, sair temyiz itirazlarının reddedildiği hususu da dikkate alınarak Dairemizin 2013/32675 esas, 2013/24159 karar sayılı bozma ilamı gereğince hesap yaptırılarak sonuca göre karar vermekten ibarettir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.07.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.