Loading...
29.08.2022

Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat

T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
E.2013/13651
K.2013/12913
T. 26.09.2013


ÖZET: Davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan bi­risinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mah­kemesinde de açılabilir. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk si­gortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde, davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir. KTK’da kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi dü­zenleyen hükümlerinde kesin yetki söz konusu değildir.
İşleten ve sürücüye yöneltilen davada, zarar gören davacının yerleşim yerinde davanın açılmış olması nedeniyle yetki itirazı reddedilmeli, işin esasına girilerek bir karar verilmelidir.


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ka­rarda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından tem­yiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davacının işleteni olduğu araca davalıların işleten ve sü­rücüsü olduğu aracın çarpması sonucu hasarlanmasına neden olduğunu belir­terek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 29.126,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı Hüsniye ve Cihan vekili, yetkili mahkemenin davalıların yerleşim yeri olan Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; haksız fiilin gerçekleştiği yer olan kaza yeri mahkemesinin tüm davalılar bakımından ortak yetkili yer olduğu, HMK’nın 7/1. maddesinde de ortak yetkili mahkemenin bulun­ması halinde davanın burada görülmesi gerektiği, kesin yetki kuralı olup resen dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş;hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 9. maddesinin 2. fıkrası; “Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanun­da dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek ama­cıyla açıldığı belirtilir veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir” hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6/ 7). Yine aynı Yasa’nın 21. maddesinde ise “Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir” hükmü yer almaktadır (HMK m. 16). Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme”alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkeme­lerinden birinde açılabileceği gibi,kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir.

Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi (HMK m. 7/1;HUMK’nın m. 9/II.c.l), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulun­duğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bun­ların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hemde HUMK’nın 9. maddesi (HMK m. 6) uya­rınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK’nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/1-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözko- nusu değildir. Adalet Komisyonu Gerekçesinde “haksız fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiş”tir. Görüldüğü üzere Yasa koyu­cunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum anlaşılmaktadır.

Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK’nin 16. madde­si gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/1. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzen­lenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir yoruma katılmak mümkün değildir.

Somut olayda, işleten ve sürücüye yöneltilen davada, dava 6100 sayılı HMK’nin 16. maddesinde belirtilen zarar gören davacı Salih’in yerleşim yerinde açılmış olması bakımından yetki itirazının reddiyle işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonucu göre karar verilmesi ge­rekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2- Davalılar Hüsniye ve Cihan vekilinin yetkisizlik kararına karşı temyiz itirazlarının ise yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine karar verilmiştir.


SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar Hüsniye ve Cihan vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (1) numaralı bentte açık­lanan nedenlerle davacı Salih vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.