ÖZET : Taşınmaz malikine muacceliyet ihbarının ipotek akit tablosundaki adresine tebliğ olunmadığı, farklı adrese çıkarılan tebligatın ise, bila tebliğ iade olunduğu görülmektedir. Bu durumda, borçluya noter kanalı ile hesap özeti gönderilmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçilmesi hukuka aykırı olup, aynı konu daha önce mahkeme kararı ile iptaline karar verilen icra takibinin de ihtarname yerine geçmeyeceği de değerlendirilerek, borçlunun sair itiraz ve şikayet nedenleri incelenerek karar verilmesi gerekir.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de:
İpoteğin, üçüncü kişiye ait taşınmaz üzerinde bulunduğu hallerde, alacaklı bankanın, hesap özetini, tazmin talebini veya ödeme ihtarını sadece kredi borçlusuna göndermesi yeterli olup, bu belgelerin ayrıca taşınmaz maliki üçüncü kişiye de gönderilmesi zorunlu değildir.
Kural olarak alacağın muacceliyetinin, ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekle taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunması zorunludur. Muacceliyet ihbarında bulunulmadan icra takibine geçilemez ( TMK`nun 887. maddesi ).
Somut olayda, taşınmaz malikine muacceliyet ihbarının ipotek akit tablosundaki adresine tebliğ olunmadığı, farklı bir adrese çıkarılan tebligatın ise, bila tebliğ iade olunduğu görülmektedir. Bu durumda, İİK`nun 150/ı maddesi uyarınca borçluya noter kanalı ile hesap özeti gönderilmeden 6 örnek icra emri ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçilmesi anılan yasa maddesinin emredici hükmüne aykırı olup, anılan maddedeki yasal koşulların oluşmadığı; aynı konu daha önce mahkeme kararı ile iptaline karar verilen icra takibinin de ihtarname yerine geçmeyeceği de değerlendirilerek, borçlunun sair itiraz ve şikayet nedenleri incelenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat