T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu
E. 2005/3242
K. 2005/2801
T. 15.12.2005
• YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİ DAVALAR ( 2577 S.K. Md. 8/3`de Öngörülen "Süre Uzatım Halinin" Uygulanmayacağı Konusunda Bir Düzenleme Bulunmadığı )
• SÜRE UZATIM HALİ ( Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilmesi İstemini Taşıyan Davalar İçin de Kabul Edilmesi Gerektiği )
• SÜRELERİN HESABI ( Yürütmenin Durdurulması İstemli Davalarda - 2577 S.K. Md. 8/3`de Öngörülen "Süre Uzatım Halinin" Uygulanmayacağı Konusunda Bir Düzenleme Bulunmadığı )
2577/m. 8/3, 16
ÖZET : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. maddesinde tanınan otuz günlük cevap verme süresinin aynı Kanunun 8. maddesi kapsamında olduğu, yine aynı Kanunda yürütmeyi durdurma istemli davalarda sürelerin hesabında 8. maddenin üçüncü fıkrasının uygulanmayacağı konusunda bir düzenleme bulunmadığı hk.
İstemin Özeti : Memur olarak görev yapan davacının, görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali, yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının işlemin uygulanma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada; Gaziantep 1. İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 30.4.2004 günlü, E:2003/754, K:2004/570 sayılı kararın Danıştay Onikinci Dairesinin 14.1.2005 günlü, E:2004/3018, K. 2005/34 sayılı kararıyla usul yönünden bozulması üzerine, bozma kararına uyulmayarak davanın esastan reddi yolundaki ilk kararında ısrar edilmesine ilişkin olarak verilen 11.7.2005 günlü, E:2005/375, K:2005/1229 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen davacı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Yakup Bal`ın Düşüncesi: Temyize konu ısrar kararının Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararındaki gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı E.Nur Necef`in Düşüncesi: Gaziantep 1 inci İdare Mahkemesinin 11.7.2005 günlü E:2005/375, K:2005/1229 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16 ncı maddesinde, dava dilekçesinin ve eklerinin bir örneğinin davacının ikinci dilekçesinin davalıya, davalının vereceği ikinci savunmasında davacıya tebliğ edileceği, buna karşın davacının cevap veremeyeceği, ancak davalının ikinci savunmasında davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğunun davanın görülmesi sırasında anlaşılması halinde, davacıya cevap vermesi için bir süre verileceği, tarafların yapılacak tebliğlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilecekleri hükmüne yer verilmiş, aynı Yasanın 8 inci maddesinde ise, bu Kanunda yazılı sürenin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde bu sürelerin ara vermenin sona erdiği tarihi izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağına işaret edilmiştir.
Olayda; dava dilekçesinin 8.7.2003 tarihinde tebliği üzerine davalı idarenin süresi içinde verdiği birinci cevabının davacıya tebliğ edilmeksizin dava konusu işlem hakkında karar verildiği belirlenmiş olup, anılan 16 ncı madde gereğince; usulüne uygun olarak dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği açık olduğundan temyize konu mahkeme kararındaki usule ilişkin iddialarda hukuki isabet görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle mahkemenin ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, memur olarak görev yapan davacının, görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali, yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının işlemin uygulanma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Gaziantep 1. İdare Mahkemesi 30.4.2004 günlü, E:2003/754, K:2004/570 sayılı kararıyla; dava konusu edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Anılan karar temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Onikinci Dairesinin 14.1.2005 günlü, E:2004/3018, K:2005/34 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8 ve 16. maddelerinden bahsedilerek, dava dilekçesinin 8.7.2003 tarihinde tebliği üzerine davalı idarenin süresi içerisinde verdiği birinci savunmanın davacıya tebliğ edilmeksizin dava konusu uyuşmazlık hakkında karar verildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. maddesi hükmü uyarınca usulüne uygun olarak dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması istemli davalarda, davalının adli tatilin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi günün sonuna kadar savunma dilekçesini gönderebileceğinin kabulü halinde dava dosyasının bu tarihin sonuna kadar bekletilmesi gibi bir sonucun doğacağı, ancak bu sürenin sonunda yürütmenin durdurulması isteminin görüşülebileceği dolayısıyla 2577 sayılı Kanunun 8/3 maddesinde öngörülen "süre uzatım halinin" yürütmenin durdurulması kararı verilmesi istemini taşıyan davalar için kabul edilemeyeceğini belirterek dosyanın tekemmül ettiği konusunda ısrar ederek davanın esastan reddine karar vermiştir.
Davacı, Gaziantep 1.İdare Mahkemesinin 11.7.2005 günlü, E:2005/375, K:2005/1229 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. maddesinde tanınan otuz günlük cevap verme süresi aynı Kanunun 8. maddesi kapsamında olup, yine aynı kanunda yürütmeyi durdurma istemli davalarda sürelerin hesabında 8. maddenin üçüncü fıkrasının uygulanmayacağı konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla dava konusu olayda dava dilekçesi 8.7.2003 tarihinde davalı idareye tebliğ edilmiş olup, davalı idarenin savunma dilekçesi 19.8.2003 tarihinde Ankara İdare Mahkemesi, 26.8.2003 tarihinde ise Gaziantep İdare Mahkemesi kayıtlarına geçmiş olduğundan süresi içinde verilen bu savunmanın davacıya tebliğ edilmeksizin işin esası hakkında karar verilmesinde mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda İdare Mahkemesince dosyanın usulüne uygun olarak tekemmül ettirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin 11.7.2005 günlü, E:2005/375, K:2005/1229 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulmasına 15.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.