ÖZET : Kişinin gerçekte hiç işlenmemiş veya başkası tarafından işlenmiş olan bir suçu kendisinin işlediğinden bahisle bildirimde bulunmasıyla oluşan suç üstlenme suçunun, belli akrabalık ilişkisi içinde bulunulan kişilerin cezadan kurtulması amacıyla işlenmesini kanun koyucu cezadan indirim nedeni yada şahsi cezasızlık hali olarak kabul etmiştir. Madde metninde sayılan akrabalık ilişkisi sınırlı olup, kıyas ve yorum yoluyla genişletilemez. İşlediği suçun ortaya çıkmaması için başkasını suç üstlenmeye azmettiren kişilerin de bu maddeden yararlanabileceğinin kabulü kanun koyucunun amacına ters düşmektedir. İşlediği kasten öldürme suçunu üstlenmesi için inceleme dışı olan sanığı azmettiren sanık hakkında TCK`nun 270. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suç üstlenme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü hukuka uygundur.
DAVA : Suç üstlenme suçundan sanığın 5237 sayılı TCK’nun 38. maddesi delaletiyle 270/1, 62/1, 53, ve 58. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.05.2010 gün ve 274-123 sayılı hükmün, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10/07/2012 gün ve 2423-5661 sayı ile;
“... Sanık A.`in diğer sanıklarla birlikte maktule ait kahvehanenin önünde ateş ederek maktulü öldürdükten sonra sanık M. D.`u bularak kendi işlediği adam öldürme suçunu üstlenmesini isteyerek, olayda kullanılan silahı verip polise olayın faili olarak teslim olmasını sağladığı olayda; sanığın eyleminin kendini kurtarmaya yönelik olması nedeniyle 5237 sayılı TCK`nun 270. maddesinin son cümlesi dikkate alınarak, suçu üstlenmeye azmettirme suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması...”,
Isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiş, Daire Üyesi E. K. ise yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise ... gün ve ... sayı ile;
“... 5237 sayılı TCK`nun 270. maddesi `Yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabileceğini` belirtmektedir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere madde metninde suç üstlenme suçu tanımlanmıştır.
Kişi, gerçekte hiç işlenmemiş veya başkası tarafından işlenmiş bir suçu kendisinin işlediğinden bahisle, bildirimde bulunmuş olabilir. Bu durumda, suç üstlenme suçu oluşur. Madde metnine göre; `bu suçun belli akrabalık ilişkisi içinde bulunulan kişilerin cezadan kurtulması amacıyla işlenmesi hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten vazgeçilebilir` denilmektedir.
Maddenin son cümlesinden de açıkça anlaşıldığı şekilde ( TCK 270/son cümle ) sınırlı olarak sayılan akrabalar için söz konusu olduğundan, sanık A. G.’nin, sanık M. D.’u suç üstlenmesi için azmettirmekten cezalandırılmasına karar veren yerel mahkemenin kararı yerinde olup bu yönüyle hükmün onanması gerektiği anlaşılmaktadır...”,
Görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK`nun 308. maddesi uyarınca dosyanın gönderildiği Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10/07/2012 gün ve 2423-5661 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:
KARAR : İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık A. G. hakkında suç üstlenme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmış olup, Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; işlediği kasten öldürme suçunu üstlenmesi amacıyla inceleme dışı olan sanık M. D.’u azmettiren sanığın TCK’nun 270. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen indirim ya da şahsi cezasızlık sebebinden yararlanıp yararlanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanık A. G.`nin diğer sanıklar Ü. G., M. G., E. O. ve Ö. O. ile birlikte maktul S. Y.`ın işlettiği kahvehanenin önünden arabayla geçtikleri sırada sanık A.`in maktule doğru ateş ederek maktulü öldürdüğü, olaydan sonra sanıklar A. ve E.`ın internet cafeye gidip sanık M. D.`la görüşerek suçu üstlenmesini istedikleri, bu teklifi kabul eden sanık M. D.`un suçta kullanılan silahla birlikte karakola giderek maktüle kendisinin ateş ettiğini söyleyip suçu üstlendiği, Sanık A. G. hakkında kasten öldürme, sanıklar Ü. G., E. O., M. G. ve Ö. O. hakkında kasten öldürme suçuna yardım etmekten verilen mahkûmiyet hükümlerinin Özel Daire tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği,
Sanık A. G. ile birlikte, sanık M. D.`u azmettiren sanık E. O. ve suçu üstlenen sanık M. D. hakkında da suç üstlenme suçundan kurulan hükümler hakkında CMK’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Sanık M. D. ile kasten öldürme suçunu gerçekleştiren sanık A. G. ve ona yardım eden diğer sanıklar arasında TCK’nun 270. maddesinde belirtilen nitelikte bir akrabalık ilişkisinin bulunmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Suç üstlenme suçu 5237 sayılı TCK’nun 270. maddesinde; “Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suçun, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi hâlinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi, tamamen de kaldırılabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Kişinin gerçekte hiç işlenmemiş veya başkası tarafından işlenmiş olan bir suçu kendisinin işlediğinden bahisle bildirimde bulunmasıyla oluşan suç üstlenme suçunun, belli akrabalık ilişkisi içinde bulunulan kişilerin cezadan kurtulması amacıyla işlenmesini kanun koyucu cezadan indirim nedeni yada şahsi cezasızlık hali olarak kabul etmiştir.
Madde metninde sayılan akrabalık ilişkisi sınırlı olup, kıyas ve yorum yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.270. maddenin ikinci cümlesinde düzenlenen cezadan indirim yada şahsi cezasızlık hali, suç işlemediği halde maddede sınırlı olarak sayılan akrabalarını korumak için hareket eden kişiler için düzenlenmiş olup, işlediği suçun ortaya çıkmaması için başkasını suç üstlenmeye azmettiren kişilerin de bu maddeden yararlanabileceğinin kabulü kanun koyucunun amacına ters düşmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
İşlediği kasten öldürme suçunu üstlenmesi için inceleme dışı olan sanık M. D.`u azmettiren sanık A. hakkında TCK`nun 270. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suç üstlenme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü usul ve kanuna uygun olup, şahsi cezasızlık halinin uygulanması gerektiğine ilişkin Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının sanık A. G. hakkında kurulan suç üstlenme suçu yönünden kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bu suç yönünden onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Genel Kurul Üyesi; "itirazın reddi gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10/07/2012 gün ve 2423-5661 sayılı kararındaki sanık A. G. hakkında suç üstlenme suçuna azmettirmekten kurulan hükme yönelik bozma nedeninin KALDIRILMASINA,
3- Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2010 gün ve 274-123 sayılı hükmünün sanık A. G. hakkında kurulan suç üstlenme suçu yönünden de ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.04.2013 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat