Loading...
17.05.2022

Suç Tarihinde 18 Yaşını Tamamlamamış Sanık Hakkında

T.C. Yargıtay 6. Ceza Dairesi 
E. 2008/20232
K. 2011/46240
T. 28.11.2011

ÖZET : Suçu işlediği tarihte 18 yaşını tamamlamamış olan sanık hakkında hükmedilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

DAVA : yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- ) 15.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 25/1 ve geçici 1/3. maddeleri uyarınca; çocuk mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan mahkemelerdeki oturumlara Cumhuriyet Savcısının katılma olanağının bulunmadığının gözetilmemesi,

2- ) Suçu işlediği tarihte 18 yaşını tamamlamamış olan sanık hakkında hükmedilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın 5237 Sayılı T.C.K.nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya maddede yazılı diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,

3- ) 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11/1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden; somut olayda ceza sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet kararı kurulan sanık hakkında anılan Kanunun 5/1-a maddesinde yazılı tedbire hükmedilmesi,

4- ) 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesi yollamasıyla, hükümden sonra 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 Sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 5271 Sayılı C.M.K.nın 231/5-14. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 28.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.