T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
2577/m.31
ÖZET : Dava; Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır. Dosyanın incelenmesinden, davacının Danıştay kaydına giren dilekçesi ile davadan feragat ettiği görülmüştür. Bu nedenle; davacının davadan feragat etmesi sebebiyle davanın esasının incelenmesi olanağı kalmadığından, feragat sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti : Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 17.6.2014 tarihli E:2012/2013, K:2014/2507 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılan tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Temyiz istemlerinin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Dava; A... A.Ş.'nin çoğunluk hisselerinin, M... A.Ş. tarafından devralınması ve A... üzerinde tek kontrol uygulayan E... A.Ş.'nin M... Sinema üzerinde ortak kontrol uygulayan S... Limited Şirketi'nin %50 hissesini devralması işlemine izin verilmesine dair Rekabet Kurulu'nun 17.11.2011 günlü, 11-57/1473-539 Sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 17.6.2014 tarihli E:2012/2013, K:2014/2507 Sayılı kararıyla; mevcut taahhüt paketinin Kurul kararının tesis edildiği dönemde oluşan verilerin analizi ışığında pazarda oluşacak rekabetçi endişeleri giderme konusunda yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmakla, taahhüt paketinin bu şekliyle kabulüyle bildirim konusu birleşme/devralma işlemine izin verilmesine dair Kurul kararında hukuka uygunluk görülmediği; öte yandan, bu kararın uygulanması noktasında, kararda belirtilen gerekçelerin dikkate alınarak güncel pazar verileri ve analizleri ışığında, farklı taahhüt paketleri çerçevesinde işleme izin verilebileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle, davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılan bu kararı temyiz etmekte ve kararın bozulmasını istemektedirler.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin "feragat ve kabul" konusunda yollamada bulunduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309. maddesinde, feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı; 310. maddesinde feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği; 311. maddesinde de, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 13.12.2012 tarihinde Danıştay kaydına giren dilekçesi ile davadan feragat ettiği görülmüştür.
Bu nedenle; davacının davadan feragat etmesi sebebiyle davanın esasının incelenmesi olanağı kalmadığından, feragat sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılanın temyiz istemlerinin kabulüne, Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 17.6.2014 tarihli E:2012/2013, K:2014/2507 Sayılı kararının BOZULMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
X- KARŞI OY :
İdari yargıda iptal davası, kural olarak ilgililerin haklarını ve çıkarlarını korumanın yanında yürütme ve idarenin hukuka uygun davranmasını gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu özelliği ile iptal davalarının objektif ve soyut nitelikte bir dava türü olduğu teoride genel olarak ifade edilmekle birlikte istisnai olarak, iptal davalarının sübjektif ve somut nitelikte örneklerinin de olduğu uygulamada gözlenmektedir.
Bu çerçevede, feragate dair uyuşmazlık konusu olaylarda kamu yararı ve bireysel yarar ölçütünün belirlenmesinden sonra feragat hakkında karar vermek yerinde olacaktır. Olayda davacının davayla ilişkisinin iyi irdelenmesi gerekir. Örneklemek gerekir ise; davacılar veya kurum ve kuruluşlar tarafından belde veya semt sakini sıfatıyla açılmış objektif nitelikteki bir iptal davasında kamu yararı ölçütü mutlak olduğundan mahkemece verilen ve işlemin hukuka ve kamu yararına aykırı olduğunu belirleyen karardan sonra davacının davasından feragat etmesi düşünülemez. Bu nedenle, uyuşmazlık konularının içerik ve nitelendirilmelerine uygun olarak her davada davadan feragatin belirlenen ölçüler esas alınmak suretiyle karara bağlanması gerekmektedir.
Öte yandan, başkalarını da etkileyen işlemlere karşı açılan iptal davalarında davacının feragatinin kabul edilmesi, menfaatleri o işlemden etkilenen diğer kimselerin hak arama özgürlüğünü de kısıtlamış olacaktır. Zira birçok kimseyi aynı anda etkileyen bir idari işleme karşı sadece bir kişinin iptal davası açması normal şartlarda yeterlidir.
Bakılan uyuşmazlıkta da, davacının, sinema salonu hizmetleri işletmeciliği pazarında en büyük iki rakibin birleşerek tek güç haline gelmesine izin verilmesine dair Rekabet Kurulu kararının rekabete olumsuz etkisi olacağı, bir sinema izleyicisi olarak kendisinin ve tüm tüketicilerin almış olduğu hizmetin kalitesinin ve fiyatının olumsuz etkileneceğini belirterek davayı açmış olduğu, ayrıca, davaya konu işlemin sadece tüketicileri değil, davaya konu işlemin tarafları olan işletmecilerin faaliyet gösterdiği pazarda dikey ilişki içerisinde bulunduğu sinema yapımcıları ve dağıtıcılarını da etkileyecek nitelikte olduğu, öte yandan, açılan bu davada Danıştay Onüçüncü Dairesince, davaya konu işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu ve uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların oluşacağı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verildikten sonra davacının davasından feragat ettiği anlaşıldığından, Danıştay Onüçüncü Dairesince, yukarda açıklanan sebeplerle davacının feragat isteminin kabul edilmesinde kamu yararı bulunmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesi sonucunda karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılanın temyiz istemlerinin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat