Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın hukuki niteliği itibari ile haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini talebinden ibaret olduğu, eldeki uyuşmazlığın ticari dava olup olmadığının 6102 sayılı TTK`nın 4. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, bu düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK`nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğması gerektiği, TTK`nın 4/2. maddesine göre ise tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıkların ticari dava sayıldığı, taraflarında tacir olmadığının dava dilekçesi içeriği ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemesi görevli olup 6100 sayılı HMK’nın 114/1. fıkrası (c) bendine göre görevin dava şartı olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında limited şirket pay devri yapıldığına ve davacı da bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek işbu davayı açtığına göre, davanın hallinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanmak durumundadır. Zira, uyuşmazlığın çözümünde pay devrinin ne şekilde ve hangi koşullarda geçerli olacağı hususları da incelenip değerlendirileceğinden ticari bir uyuşmazlık söz konusudur. Bu itibarla, mahkemece, uyuşmazlığın esası ile ilgili karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.