T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E: 2013 / 1-28
K: 2014 / 333
T: 17.06.2014
ÖZET: Sanık R.`a para gönderilmesine aracılık eden tanık E. T.`in paraları sanık R. ile aynı cezaevinde tutuklu bulunan E. T.`in hesabına yatırdığını ifade etmesi karşısında bu hususun kesin olarak belirlenmesi açısından cezaevi idaresinden tukuklu E. T.`in cezaevi emanet hesabı kayıtları istenerek, gönderilen para miktarlarının ve hesaba yatırılış tarihlerinin belirlenmesi, Bu şekilde eksik hususlar tamamlanarak elde edilecek delillere göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire onama kararının sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.(5237 S. K. m. 81)
Dava ve Karar: Sanık R. D.`ın kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK`nun 81/1. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanıklar M. Y., A. Y. ve F. Y.`nın tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirme, sanıklar H. B. ve A. T.`ın tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardımdan beraatlarına ilişkin, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.06.2010 gün ve 250-153 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.02.2012 gün ve 8005-771 sayı ile;
Dosya kapsamına ve gösterilen gerekçeye göre; sanıklar M., F., A. hakkında tasarlayarak insan öldürmeye azmettirme, sanıklar H. ve A. hakkında tasarlayarak insan öldürmeye yardım suçlarından verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişen bozma düşüncesi benimsenmemiştir" açıklamasıyla onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.03.2011 gün ve 14227 sayı ile;
Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığı ile Başsavcılığımız arasındaki uyuşmazlık, sanıklar M. ve A.`in eylemlerinin tasarlayarak öldürme suçuna azmettirme kapsamında olup olmadığı, sanıklar H. ve A.`ın eylemlerinin tasarlayarak öldürme suçuna yardım mahiyetinde olup olmadığı, sanık R.`un öldürme suçunda tasarlamanın gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamındaki delillere göre; maktul M. Y. 09.12.2007 tarihinde sanık R. D. tarafından tabancayla yapılan atışlar sonrasında vücuduna aldığı 2 adet ateşli silah yarası sonrasında ölmüştür.
Maktul ile onu öldüren sanık R. arasında olay öncesinde bir arkadaşlık olmadığı gibi birbirlerini dahi tanımamaktadırlar. Maktul ile sanık R. arasında olay öncesine dayanan bir husumet bulunmadığı gibi olay sırasında da aralarında bir tartışma yaşanmamış kahveden çıkan maktulü takip eden sanık R., maktulün arka tarafından yakın mesafeden ateş ederek onu öldürmüştür.
Olay Akyazı ilçesinde meydana gelmiş olup sanık R.`un Akyazı ilçesiyle hiç bir bağlantısı bulunmamaktadır.
Sanık R. hiç bir tanıdığı olmadığı halde maktulün zaman zaman uğradığı kahveye gitmiş zaman zamanda onun evinin etrafında görülmüştür.
Olay günü maktul kahvehanede iken arkadaşlarıyla telefon konuşması yapmış başka bir kahvede oyun oynamak üzere arkadaşlarıyla sözleşmiş bu konuşmaları duyan sanık R. kahveden çıkan maktulün peşinden çıkıp bilerek ve isteyerek onu öldürmüştür.
Sanık R. öldürme sebebi olarak düşmanlı olduğunu maktulü düşmanına benzettiğini söylemiş ancak bu söylediklerinin olayla bir ilgisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Maktulün ölümünden sonra pkk`ya küfrettiği onun için öldürüldüğü gibi bir iddia ortaya atılmış bu hususunda yalan olduğu böyle bir sebebin var olmadığı anlaşılmıştır.
Sanık R. kahvehaneye maktulün girdiği sırada kendisinin çıktığını maktulle çarpıştıklarını söylemiş böyle bir çarpışmanın olmadığı tanıkların beyanlarından anlaşıldığından sanığın bu yöndeki savunmalarının da doğru olmadığı belirlenmiştir.
04.01.2008 tarihinde Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığına telefonla yapılan ve Cumhuriyet savcısı tarafından tutanağa bağlanan ihbarda, maktulün akrabası olan F. Y. isimli bir kişiye tecavüz ettiği, F. Y.`nın kocası olan A. Y. ile Maktulün yeğeni olan M. Y.nın bir araya gelerek M. Y.`nın öldürülmesine karar verdikleri, A. T. isimli şahsında İstanbul`dan kiralık katil bulduğu belirtilmiştir.
17.03.2008 tarihinde Sakarya Emniyet Müdürüne bir ihbar mektubu gönderilmiş olup bu ihbar mektubunda M. Y.`yı akrabası M. Y.`nın vurdurduğu belirtilmiştir.
Görevi kötüye kullanma suçundan hakkında tahkikat yürütülen avukat A. A. tarafından 21.01.2008 tarihinde 200 TL, 25.01.2008 tarihinde 400 TL, 15.04.2008 tarihinde 750 TL, Sanık R.`la aynı cezaevinde tutuklu olarak kalıp daha sonra tahliye olan E. T. tarafından 02.06.2008 tarihinde 400 TL para sanık R. adına cezaevi yönetimine yatırılmış olup bu paraların avukat A. A. tarafından sanıklar M., A. ve F.`ten temin edildiği usulüne uygun dinleme kararları sonucu tutanağa bağlanan telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır.
Kimin kimle telefonda görüştüğüne dair kayıtlar getirtilmiş olup bu kayıtlara göre cinayeti işleyen sanık R. ile sanık M. Y.`nın olaydan önceki dönemde telefonda görüştükleri, yine sanıklar H. B. ve A. T.ında sanık R.`la olay öncesinde görüştükleri tespit edilmiştir.
18.04.2008 tarihli telefon görüşmesinde sanık H. B. ile sanık R.`un cezaevi arkadaşı E. T.`in kardeşi E. T. arasında geçen konuşmada sanık R.`un bir mektup yazdığı ve o mektubun sanık A.`a verilmesi gerektiği konuşulmuştur. Bu mektupla ilgili E. tarafından Cumhuriyet Savcılığında verilen beyanda sanık R.`un sanık M.`dan 100.000 TL para istediği yoksa herşeyi anlatacağını söylediği belirtilmiştir.
Kardeşi E. T. sanık R.`la aynı cezaevinde olan tanık E. T. Cumhuriyet Savcılığında müdafii huzurunda verdiği beyanında; cezaevine kardeşini ziyaret için gittiğinde kardeşi E.`ın kendisine M. Y.`nın telefon numarasını verdiğini, M.`dan sanık R. için para gönderilmesini istediğini ancak M.ya ulaşamadığını, daha sonra kardeşinin A.`ın telefonunu verdiğini telefonu H. B.`ın açtığını daha sonra A.`a verdiğini, durumu anlattığında A.`ın para göndereceklerini söyleyip kendisine 4-5 kez para verdiğini, kendisinin de bu paraları kardeşi adına yatırdığını söylemiş, ayrıca kardeşi E.`ın kendisine M. Y., H. B. ve A. T.`ın sanık R.`u tetikçi olarak tuttuklarını ve cinayeti işlettiklerini anlattığını söylemiştir.
24.05.2008 tarihli telefon görüşmesinde M. T. `bu adam bunu hakketti oğlu bile bunu kabul ediyor oğlu ben duysam ben öldürürdüm dedi yeğenine ne oluyor` şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Değişik zamanlarda avukat A. A., F. Y., H. B., A. T., E. T., M. Y., A. Y. arasında geçen telefon konuşmalarında sanık R.`a para yatırılması işi konuşulmuş, para konusunda aksama olduğu ve buna bir çözüm getirilmesi tartışılmıştır.
Sanık M.`nın ameliyat olduğu bu yüzden paranın temini konusunda sıkıntılar yaşandığı telefon konuşmalarına yansımış, M. Y. kalp ameliyatı olduğunu doğrulamıştır.
12.03.2009 tarihinde sanık M.`nın yapılan üst aramasında, sanık R.`un babasına ait nüfus cüzdanı fotokopisi çıkmış, bu cüzdandaki kimlik bilgilerinin sanık R.`un babasına para gönderilmesi sırasında kullanılacağı anlaşılmıştır.
Sanık R. için Akyazı`da kalacak yeri temin eden kişinin H. B. olduğu tanık S. K.`un beyanından anlaşılmıştır.
Yukarıda özetlenen delillere göre, sanık R.`un, M. Y.`yı sanıklar M. Y. ve A. Y.`nın azmettirmesi sonucu öldürdüğü sabittir. M. Y. ve A. Y.`nın suç işlemekte kullanılan sanık R.`u, sanıklar H. B. ve A. T.`ın aracılığıyla buldukları da anlaşılmaktadır. Sanık R.`un eylemi TCK`nun 81/1. maddesi kapsamındaki suçu oluşturmayıp TCK`nun 82/1-a maddesindeki tasarlayarak öldürme suçunu oluşturur. Sanıklar M. ve A.`in eylemleri tasarlayarak öldürmeye azmettirme, sanıklar A. ve H.`ın eylemleri de tasarlayarak öldürmeye yardım suçunu oluşturmaktadır görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK`nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.12.2012 gün ve 4385-9041 sayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanık R. D.`ın kasten öldürme suçundan mahkumiyetine, sanıklar M. Y. ve A. Y.`nın tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden, sanıklar H. B. ve A. T.`ın tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardımdan beraatlarına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık R. D.ın kasten öldürme eylemini tasarlayarak işleyip işlemediği, sanıklar M. Y. ve A. Y.nın sanık R.u tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirip azmettirmedikleri, sanıklar H. B. ve A. T.ın tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım eden sıfatıyla iştirak edip etmediklerinin belirlenmesine ilişkin ise de; yerel mahkeme hükmünün eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Maktul M. Y. ile sanıklar M. Y. ve A. Y.`nın Sakarya ili, Akyazı ilçesi Boztepe Köyünde ikamet ettikleri, çiftçilik yaptıkları, maktulün M. ve A.`in amcası, sanık M.`nın diğer sanık A.`in ağabeyi olduğu, sanık A. T.`ın Boztepe köyünden olup, yaklaşık 20 yıl önce köyü terk ettiği, İstanbul`da bulunan galerisinde oto alım satım işiyle iştigal ettiği, sanık H. B.`ın da sanık A.`ın ortağı olduğu, bir kısım tanıkların sanıklar H. ve A.`ın mafya tabir edilen bir yapılanma içinde yer aldığını dile getirdiği,
Sanık R. D.`ın 1958 doğumlu olup, Bingöl, Genç nüfusuna kayıtlı olduğu, İstanbul`da yaşadığı ancak belirli bir adresinin bulunmadığı, inceleme konusu suçtan önce işlemiş olduğu kasten öldürme suçuna teşebbüsten dolayı hakkında yakalama kararı bulunduğu, inceleme konusu olay nedeniyle yakalandığında üzerinden İ. B. sahte kimliğinin ele geçirildiği, maktulle ve olayın meydana geldiği Akyazı ilçesi ile doğal bir bağlantısının bulunmadığı,
09.12.2007 günü, saat 11.15 sıralarında maktulün yanında arkadaşı tanık A. Y. olduğu halde oturdukları çay ocağından çıkıp, kol kola girmiş şekilde kağıt oynamak için kahvehaneye doğru giderken, sanık R.`un maktule arkasından 1 metre kadar yaklaşıp ruhsatsız tabanca ile beş el ateş ederek, olay yerinden kaçtığı, o sırada çay ocağında bulunan olayı gören maktulün yeğeni tanık H. Y.`nın sanık R.`u takip ettiği, bir süre takip ettikten sonra sanığın tanık H.`e silah çekmesi üzerine takibi bıraktığı, yapılan ihbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerine tanık H.`in sanığın eşgalini verip, kaçış istikametini göstermesiyle yapılan çalışmalar sonucu kısa bir süre sonra sanığın yakalandığı,
Sanık yakalandığında üzerinde telefon ele geçmediği, üzerinde yapılan hassas aramada cüzdanının gizli bölmesinde 534 415 65 74 hat numarası yazılı bulunan sim kart koruyucusu ve bazı telefon numaralarının bulunduğu kağıt parçasının ele geçtiği, sanığın kaçış istikametinde yapılan aramada Yediveren Sokak`ta B. B.`a ait bahçenin kenarında ikiye ayrılmış, tuş takımı ve kapağı kırılmış, bataryası olmayan, sanığın üzerinden çıkan sim kart koyucusundaki numara ile uyumlu sim kart bulunan Nokia 1110 marka cep telefonunun ele geçtiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık A. Y.; sanık R.`un yaklaşık bir aydır ocakçı olarak çalıştığı A. Ç. O.`na her gün gelip gittiğini, Bingöl`lü olduğunu, çay ocağında bulunan tanıdığı tanımadığı herkese çay ısmarladığını, çay parasını üstü kalacak şekilde verdiğini, olay günü saat 09.00 sıralarında yine çay ocağına geldiğini, oturduğu masada bulunan iki kişiye çay ısmarladığını, elindeki telefonu kendisine vererek şarj etmesini istediğini, yaklaşık yarım saat sonra şarjda olan telefonu alıp dışarı çıktığını, sanık dışarı çıktıktan bir süre sonra maktulün çay ocağına geldiğini ve bir süre oturduktan sonra tanık A. Y.`ya okey oynamak için kahvehaneye gitmeyi teklif ettiği, tanık A. Y. ile birlikte çay ocağından kol kola çıktıklarını, bu olaydan bir iki dakika sonra 5-6 el silah sesi geldiğini ifade etmiş,
Tanık A. Y.; olay günü A. Ç. O.da Ş. Y. ve F. Y. ile oturdukları sırada maktulün geldiğini, yaklaşık on beş dakika oturduktan sonra okey oynamak için başka bir kahvehaneye gitmek üzere çay ocağından birlikte çıktıklarını, çay ocağında iken maktulün kimse ile tartışmadığını, çarşı istikametine doğru birlikte kol kola giderken sanığın arkadan bir metre kadar yaklaşarak maktulün beline ve alt kısmına doğru ateş ettiğini, sanığın silahla birlikte olay yerinden kaçtığını, maktulün arkadaşı olduğunu ve kimse ile bir sorununun olmadığını söylemiş,
Tanık H. Y.; maktulün amcası olduğunu, sanık ile maktul arasında kesinlikle bir irtibat olmadığını, sanığı olay tarihinden bir ay önce yine aynı çay ocağında gördüğünü, hatta son on gündür gündüzleri çay ocağında tek başına oturduğunu, kimseyle konuşmadığını, olay günü çay ocağında otururken maktulün gelip yanına oturduğunu, sanığın da yan masada oturduğunu, sanığın bir süre sonra cep telefonunu alarak çay ocağından dışarı çıktığını, bir süre telefonla görüşüp tekrar çay ocağına geldiğini, maktulün, tanık A. Y.`ya başka bir kahvehaneye gidip oyun oynayalım demesi üzerine sanığın onlardan önce çay ocağından dışarı çıktığını, maktul ve tanık A. Y.`nın kol kola girerek çay ocağından dışarı çıktıklarını, birlikte Ocakbaşı Lokantası`nın önüne geldiklerinde sanığın arkadan yaklaşarak maktule 4-5 el ateş ettiğini, hemen olay yerine doğru koştuğunu, sanığın kaçmaya başladığını, bir süre takip ettiğini, sanığın kendisine de silah doğrultması üzerine takibi bıraktığını, takip amacıyla gelen polis ekibine şahsı tarif ettiğini dile getirmiş,
Tanık S. K.; Kuzuluk kaplıca bölgesinde emlakçı olarak çalıştığını, olay tarihinden bir hafta önce babasının arkadaşı sanık A. T.`ın yanında gördüğü H. isimli şahsın kiralık daire istediğini, bu şahsa geceliği elli liraya daire kiraladığını, ancak dairede kalanın kim olduğunu bilmediğini, H. isimli şahsın dairede İstanbul`dan arkadaşı ile birlikte kalacağını söylediğini, anahtarı kendilerine teslim ettiğini beyan etmiş,
Tanık S. K.; sanık R.`u daha önce A. T. isimli kişinin yanında birkaç kez gördüğünü belirtmiş,
Sanık R. D. soruşturma aşamasında özetle; olaydan dört gün önce Kuzuluk kaplıcalarına dinlenmek için geldiğini, Durak Çay Ocağı`nda tanıştığı C. isimli bir şahıs vasıtasıyla kaplıcalara gittiğini, pansiyon kiraladığını, olaydan bir gün önce olayın meydana geldiği çay ocağında çay içtiğini, olay günü de çay içmek için geldiğini, çay ocağından dışarı çıkmak istediği sırada kapıda maktul ile çarpıştıklarını, maktulü dışarıdan takibe aldığını, bir süre sonra maktul dışarıya çıkıp yan tarafta bulunan lokantaya doğru yöneldiğini, maktulün düşmanlarından biri olabileceğini düşündüğü için maktule doğru yaklaşarak yaklaşık bir buçuk metreden sırtına üç dört kez ateş ettiğini ve olay yerinden kaçtığını, herhangi bir işte çalışmadığını, elindeki silahı 2.500 Liraya satın aldığını, tatil yapmak için parayı İstanbul Maltepe`de galericilik yapan Cavit isimli kişiden aldığını, Sakarya ve Akyazı`da tanıdığı kimsenin olmadığını, düşman sahibi olduğu için onlardan saklanmak amacıyla sahte kimlik kullandığını, sürekli kaçtığını, telefon kullanmadığını, suçu işlemesi için kimsenin kendisini azmettirmediğini olaydan önce de maktulü hiç görmediğini savunmuş,
Cumhuriyet savcısınca tutuklama talebiyle sulh ceza mahkemesine sevk edilen sanık, sorgusunun ardından kasten öldürme suçundan 09.12.2007 tarihinde tutuklanmıştır.
Soruşturma devam ederken 04.01.2008 tarihinde soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısını telefonla arayan bir şahsın maddi olaya ilişkin bazı bilgiler verdiği, Cumhuriyet savcısınca düzenlenen ihbar tutanağında;
04.01.2008 tarihinde Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığımızı telefon ile arayan ismini yermeyen bir şahıs Cumhuriyet Savcısı Serkan Çakmak ile yaptığı telefon görüşmesinde;
09.12.2007 tarihinde öldürülen M. Y.`nın olay öncesinde akrabası olan F. Y. isimli bir bayana tecavüz ettiğini, bu olayın öğrenilmesi üzerine F. Y.`nın kocası olan A. Y. ile maktulün yeğeni olan M. Y.`nın bira raya gelerek M. Y.`nın öldürülmesi kararını aldıklarını, A. T. isimli şahsında İstanbul`dan kiralık katil bulduğunu ve cinayetin arkasında bu şahısların olduğunu ihbar etmesi üzerine bu tutanak düzenlenmiştir açıklamalarına yer verildiği,
Cumhuriyet savcılığınca sanığın üzerinden çıkan telefon hattına ait görüşme kayıtlarının ilgili şirketten istendiği, HTS kayıtlarının 28.01.2008 tarihinde sistemden dökümü yapılarak soruşturma dosyasına gönderildiği,
Sanık R.`un kullandığı anlaşılan hatta ait HTS kayıtları incelendiğinde; hattın açık hat tabir edilen hatlardan olup, herhangi bir isme tahsis edilmediği, suç tarihinden 25 gün önce 14.11.2007 tarihinde kullanıma açıldığı, açıldığı tarihten olayın gerçekleştiği tarihe kadar Akyazı ilçesi ve civarında yapılan görüşmelerde kullanıldığı, suç tarihinden önceki bu dönemde sanık R.`un sanık M. Y. ile toplam 15 görüşme yaptığı, ilk görüşmenin hattın kullanıma açıldığı 14.11.2007 tarihinde, son görüşmenin ise suç tarihinden 5 gün önce 04.12.2008 tarihinde yapıldığı, yine bu dönemde sanık R.`un diğer sanıklar A. T. ve H. B. ile yoğun görüşmeler yaptığının belirlendiği,
HTS kayıtlarından elde edilen ve kolluk görevlilerince yapılan araştırmalar sonucu ulaşılan bilgiler değerlendirilmek suretiyle yapılan talep üzerine Akyazı Sulh Ceza Mahkemesince 10.03.2007, 12.03.2007 ve 26.03.2007 tarihlerinde sanıklar M. Y., A. Y., H. B., A. T. ve hakkındaki beraat hükmü kesinleşen sanık F. Y.`nın içinde bulunduğu şahısların iletişimlerinin tespitine ve kayda alınmasına karar verildiği, talep üzerine tedbirlerin üç ay süre ile bir kez uzatıldığı, iletişimin tespiti tedbiri devam ederken, avukat A. A. aracılığıyla Y.lardan temin edilen paraların gerek avukat Atakan veya sanık H. B. aracılığıyla tanık E. T. üzerinden cezaevinde bulunan tutuklu sanık R. D.`a ulaştırıldığına ilişkin çok net bilgilerine ulaşılmasına rağmen, iletişimin tespiti tutanaklarının dökümü yapılıp Cumhuriyet savcısına iletilmeden Sakarya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürünün tedbirin sonlandırılması talepli yazısı üzerine Cumhuriyet savcısınca iletişimin tespiti işlemlerine son verildiği,
İletişimin tespiti tedbiri devam ederken 17.03.2008 tarihinde Akyazı Postanesinden Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsala isimsiz bir ihbar mektubu gönderildiği, ihbar mektubunda;
"Kısa bir süre önce vurulan M. Y.`yı akrabası M. Y. vurdurdu. V. B.`lüyü fındıkçılık yapan M. Y. azmettirdi. Bunu ailesi ve çevreden bazıları öğrendi. M. Y. 20 gündür Akyazı`ya girmiyor. Yakında birbirlerini de vururlar. Gereğinin yapılması, tekrar bilgilendirileceksiniz" ifadelerine yer verildiği,
İletişimin tespiti tutanaklarına konuşmaları yansıyan şahıslardan E. T.`in sanık R. D.ın tutuklu bulunduğu cezaevinde tutuklu bulunan E. T. isimli şahsın kardeşi olduğu, suçun işlenmesinden sonra yapılan para transferlerine ilişkin açık beyanlarının olduğu,
A. A.`ın ise; avukat olduğu, dosyadaki sanıklar veya katılanı müdafi ya da vekil olarak temsil etmediği, geçmişte sanıklardan H. B. ve A. T. ortak olduğu oto alım satım galerisine ait bazı davaları takip ettiği, inceleme konusu olayda da bu sanıkların talebi üzerine her iki taraf arasındaki para transferlerine aracılık ettiği, soruşturma sırasında A. A.`ın tutuklu sanık R.`u cezaevinde dört kez ziyaret ettiği, bu ziyaretlerinde sanığın emanet hesabına para yatırdığının tespit edilmesi üzerine bu şahıs hakkındaki dosya tefrik edilerek avukat olması nedeniyle hakkında Adalet Bakanlığından soruşturma izni istendiği, soruşturmaya izin verilmesi üzerine şüpheli sıfatıyla savunmasının alındığı, hakkında kovuşturma izni verilmesi gerektiği görüşüyle fezleke düzenlenerek Adalet Bakanlığına gönderildiği, bu aşamadan sonra evrakın akıbetinin araştırılmadığı,
İletişimin tespiti tutanaklarının incelenmesinde; tanık E. T. ile sanık H. B.`ın görüşmelerinde cezaevinde bulunan sanık R. D.`ın sanık A. T.`a verilmek üzere bir mektup yazdığı, bu mektubun sanık A.`a ulaştırıldığı, değişik tarihlerde sanık R.`a ulaştırılmak üzere tanık E.`a paralar verildiği, bu paraların tanık E. tarafından sanık R.`a ulaştırıldığı,
Sanıklardan A. T.`ın, sanık H. B.`a, sanık H. B.`ın da avukat A. A.`a, sanık R.`a para gönderilmesi gerektiği yönünde pek çok görüşmenin olduğu, paraların sanık M. Y.`dan temin edilmesi gerektiği yönünde A. A.`a baskı yapıldığı, bu kapsamda Atakan`ın da sanık M. ve F. ile sık sık görüşerek para göndermelerini istediği, paraların gönderilmesini temin açısından sanık R.`un mektup yazdığını, eğer para gönderilmezse sıkıntı yaşanabileceğini ileri sürdüğü, bu kapsamda para transferlerinin tutanaklara açıkça yansıdığı,
İletişimin tespiti tutanaklarına yansıyan bilgilerin teyit edilmesi bakımından cezaevi müdürlüğüne yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda, avukat A. A.`ın tutuklu sanık R. D.`ı 19.12.2007, 21.01.2008, 25.01.2008 ve 15.04.2008 tarihlerinde cezaevinde ziyaret ettiği, sanık R.`un emanet hesabına 21.01.2008 tarihinde 200 Lira, 25.01.2008 tarihinde 400 Lira ve 15.04.2008 tarihinde 750 Lira, yine tanık E. T.`in kardeşi tarafından E. T. tarafında bu hesaba 02.06.2008 tarihinde 400 Lira yatırıldığının bildirildiği, ancak para transferlerine aracılık eden tanık E. T. tarafından kardeşi E. T.`in cezaevi emanet hesabına yatırılan paralara ilişkin bilgilerin sorulmadığı,
Bu aşamaya kadar toplanan delillere göre Cumhuriyet savcısının talebi üzerine Akyazı Sulh Ceza Mahkemesince R. dışındaki sanıkların ev ve iş yerlerinde arama yapılmasına karar verildiği,
Sanık M. Y.nın üzerinde yapılan aramada sanık R. D.ın babası M. D.ın nüfus cüzdanı fotokopisinin ele geçtiği,
Anlaşılmaktadır.
Soruşturma sırasında sanık sıfatıyla savunması alınan tanık F. Y.; maktul M. Y.`nın kendisine yönelik herhangi bir cinsel davranışının olmadığını, bu dedikodunun gerçek dışı olduğunu ifade etmiş,
Soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla savunması alınan tanık E. T. Cumhuriyet savcılığında özetle; kardeşi E. T.`in Kandıra Cezaevinde tutuklu olduğunu, E.`ın aynı cezaevinde kalan sanık R. D. ile tanıştığını, kardeşini ziyarete gittiğinde E.`ın sanık R.`un parasal sıkıntı içinde olduğunu söylediğini, kendisine sanık M. Y.`nın cep telefonunu verdiğini, sanık M.`yı arayıp para göndermesini söylemesini istediğini, cezaevi ziyaretinden sonra sanık M.`yı aramasına rağmen ulaşamadığını, bir sonraki ziyaretinde kardeşi E.`ın bu kez sanık A. T.`ın cep telefonunu verdiğini, bu telefonu birkaç kez aradığını telefona sanık H. B.`ın cevap verdiğini, daha sonra sanık A. ile de görüştüğünü, bu sanıkların para göndereceklerini söylediklerini, dört veya beş kez kendisine para getirdiklerini, genellikle sanık H.`ın parayı İzmit`e getirdiğini ancak bir defasında sanık A.`ın da H.`ın yanında olduğunu, paraların miktarları 500 ila 1000 Lira arasında değiştiğini, bu paraları cezaevine götürüp kardeşi E.`ın hesabına yatırdığını, sanık R.`un kardeşi E. aracılığıyla kendisine mektup verdiğini, bu mektupların sanık M.`ya hitaben yazıldığını, sanık R.`un en son yazmış olduğu mektupta sanık M.`dan 100.000 Lira para istediğini, eğer para verilmezse her şeyi anlatacağını yazdığını, kendisinin sanık M. ile görüştüğünü, mektubu sanık M.`nın İzmit`e gelerek mektubu teslim aldığını, daha sonra kardeşi E.`ın kendisine sanıklar M., A. ve H.`ın sanık R.`u tetikçi olarak tuttuklarını ve Akyazı`da bir cinayet işlettiklerini söylediğini, bundan sonra sanıklarla görüşmediğini söylemiş,
Soruşturma sırasında Adalet Bakanlığından soruşturma izni alındıktan sonra şüpheli sıfatıyla savunması alınan avukat A. A. özetle; sanıklar H. B. ve A. T.`ın geçmişte avukatlığını yaptığını, 2007 yılı Aralık ayında sanık A.`ın kendisini aradığını, cezaevinde yatan sanık R. D.`a eşya göndermek istediğini, kendisinden yardım istediğini, bunun üzerine cezaevine gittiğini, sanık A.`ın almış olduğu giyim eşyalarını sanık R.`a teslim ettiğini, bundan yaklaşık bir ay sonra sanık A.`ın cezaevine eşya ve para götürmesini istediğini, eşyaları teslim ettiğini ve sanık A.`dan almak üzere sanık R.`a bir miktar para verdiğini, bu şekilde toplam üç veya dört defa cezaevine gittiğini, sanık A.`ın kendisinden R.`un avukatlığını yapmasını istediğini, ancak ücretini alamayacağını düşündüğü için bunu kabul etmediğini, sanık M. Y.`nın sanık A. aracılığıyla kendisine ulaştığını, sanık M. ile yüz yüze görüştüğünü, sanık M.`nın kendisini sanık R.`un avukatı olduğunu düşünerek dosyayla ilgili ayrıntılar sorduğunu, yine telefonla arayıp benzer sorular sorduğunu, bu sorulara bilgisi olmadığı şeklinde cevaplar verdiğini, en son 2008 yılının Nisan ayında sanık A.`dan almış olduğu 750 Lirayı cezaevine götürerek sanık R.`a verdiğini, yapmış olduğu bu faaliyetler nedeniyle kimseden ücret almadığını, sanıklar H. ve A.`ın yönlendirmesiyle sanıklar M. ve F. Y. ile görüştüğünü, onlardan sanık R.`a gönderilmek üzere para istediğini, Y.`ların kendisini sanık R.`un avukatı olduğunu düşündüklerine, bu nedenle kendisini aradıklarını ve para gönderdiklerini, sanık R.`un Y.`ların bir yakınını öldürdüğünü 2008 yılının Mayıs ayına kadar bilmediğini, ölen kişinin akrabalarından para istenerek öldüren kişiye gönderilmesinden şüphe duymadığını, bu hususun kendisini ilgilendirmediğini beyan etmiş,
Sanık M. Y. savunmasında; maktulün amcası olduğunu, aralarında husumet bulunmadığını, maktulün sanık A.`in eşi F.`ya tecavüz ettiğini duyduğunu, konuyu araştırdığını ancak gerçek olmadığını öğrendiğini, sanık R.`u tanımadığını, ancak bir iki yıl önce gördüğünü, ancak ismini bilmediğini, olaydan sonra fotoğraflarını görünce hatırladığını, sanık R.`la bir irtibatının bulunmadığını belirtmiş,
HTS kayıtları okunup sorulduğunda; numaranın kendisine ait olduğunu, ancak kesinlikle sanık R. ile görüşmediğini, cinayetten önce telefonunu kaybettiğini, telefonunu bulan kişinin sanık R.`la görüşmüş olabileceğini söylemiş,
İletişimin tespiti tutanakları okunup sorulduğunda; görüşmeleri hatırlamadığını, A. A. isimli avukatı aramadığını, onunla görüşmediğini, ayrıca sanık R.`a para gönderilmesi için kimse ile irtibat kurmadığını dile getirmiş,
Üst aramasında ele geçen sanık R. D.`ın babası M. D.`a ait nüfus cüzdanı fotokopisi gösterilerek sorulduğunda; M. D.`a ait nüfus cüzdanı fotokopisinin yaklaşık iki ay önce posta yoluyla kendisine geldiğini, neden kendisine gönderildiğini bilmediğini, kesinlikle M. D.`a para göndermediğini ifade etmiş,
Sanık A. Y. savunmasında; F. Y.`nın eşi olduğunu, maktulün eşi F.`ya tecavüz ettiğine ilişkin iddiaların yalan olduğunu, bu konuda dedikodu mahiyetinde dahi bir şey duymadığını, maktul ile aralarında bir husumet bulunmadığını, maktulün öldürülmesiyle ilgili olarak kimseye para göndermediğini, iletişimin tespiti tutanaklarındaki para istenmesi ve gönderilmesine ilişkin ifadeler sorulduğunda, görüşmeleri hatırlamadığını, ses kaydı dinletilip sorulduğunda, kayıttaki sesin kendisine ait olduğunu ancak görüşmede neden bahsedildiğini hatırlamayamadığını söylemiş,
Hakkında beraat hükmü kesinleşen sanık F. Y. savunmasında; kesinlikle birileri aracılığıyla sanık R.`a para göndermediğini, ayrıca maktulün F. Y.`yı tecavüz ettiği konusunun dedikodudan ibaret olduğunu, herhangi bir avukatla sanık R. hakkında görüşmediğini, iletişimin tespiti tutanakları okunup sorulduğunda sanık A. ile yaptığı görüşmelerin doğru olduğunu, paraların askerde olan kardeşine gönderilmesi veya Ferizli Cezaevinde yatan bir akrabasına para gönderilmesiyle ilgili olabileceğini, avukat A. A.`ı tanımadığını, irtibatının olmadığını ve görüşmeleri hatırlamadığını beyan etmiş,
Sanık H. B. savunmasında; İstanbul`da galericilik ve komisyonculuk yaptığını, sanık A. T.`ı tanıdığını, 2006 yılında sanık R. ile tanıştığını, R.`un iş yerine gelip gittiğini kendisiyle samimi olduğunu, bu arada sanık A.`ın da R. ile tanıştığını, bir ara R.`un işlerinin bozulduğunu, kalacak yeri olmadığından kendisine ait işyerinde kaldığını, R.`un sağlık problemleri olduğunu, bu nedenle ona Kuzuluk`a gitmesini tavsiye ettiğini, daha sonra R.`un Kuzuluk`a geldiğini öğrendiğini, ancak neden maktule yönelik eylemi gerçekleştirdiğini bilmediğini, olaydan sonra sanık M. Y.`nın kendisini aradığını, sanık A.`ı sorduğunu, bunun üzerine A.`a verdiğini, daha sonra Kartal`da bir çay ocağında buluştuklarını, sanık M.`nın sanık R.`un eylemi neden gerçekleştirdiği öğrenmek istediğini, bunu öğrenmek için gerekirse para dahi verebileceklerini ifade ettiğini, sanık A.`ın sanık M.`yı avukat Atakan ile tanıştırdığını, sanık M.`nın sanık R.`a gönderilmek üzere avukat Atakan`a değişik tarihlerde paralar verdiğini, Atakan`ın da bu paraları kendisine verdiğini, daha sonra E. T. isimli şahsın kendisiyle irtibat kurduğunu, bu şahsın sanık R. ile aynı koğuşta yatan E. T.`in kardeşi olduğunu, kendisine gelen paraları ve almış olduğu giyim eşyalarını E. T. aracılığıyla sanık R.`a gönderdiğini, sanık R. cezaevinden bir mektup yazdığını, bu mektubun E. T. aracılığıyla sanık A. T.`a ulaştığını, bu mektupta sanık R.`un elbise ve ayakkabı istediğini, sanık R.`u tanımaları nedeniyle ihtiyaçlarını temin edip E. T. aracılığıyla gönderdiklerini, sanık M.`dan gelen paraları cezaevinde bulunan sanık R.`a gönderdiğinin doğru olduğunu ifade etmiş,
Sanık A. T. savunmasında; İstanbul`da faaliyet gösteren Y. G.nin ortaklarından olduğunu, diğer ortakların H. B., K. Y. G. ve C. G. olduğunu, sanık R.`u 2006 yılından beri tanıdığını, R.`un galeride bekçilik yaptığını, olaydan önce sanık R.`u Kuzuluk kaplıcalarına yerleştirdiği iddiasının doğru olmadığını, olaydan önce sanık R.`un kendisini telefonla aradığı iddiasının doğru olduğunu, sanık M. Y.`nın olaydan sonra Maltepe`de Yiğit Galeriye geldiğini, sanık R.`un amcasını öldürdüğünü, neden öldürdüğü konusunda kendisinden görüş almak istediğini ve avukat sorduğunu, kendisinin de avukat A. A.`ı tavsiye ettiğini, cezaevinde sanık R.`u ziyarete gitmediğini, ismen tanımadığı biri vasıtasıyla sanık R.`un içeriden haber gönderdiğini, paraya ihtiyacı olduğunu söylediğini, bu sebeple kendi aralarında topladıkları 300-400 Lirayı sanık H.`a verdiklerini, sanık H.`ın da E. T.`e verdiğini, onunda cezaevine parayı teslim ettiğini, suç tarihinden önce kesinlikle sanıklar M. Y., F. Y. ve A. Y. ile görüşmediğini, sadece olaydan sonra sanık M. Y.`ya avukat Atakan`ın telefonunu verdiğini, sanık R.`un kendisine hitaben 100.000 lira gönderin göndermezseniz her şeyi anlatırım şeklinde bir mektup göndermediğini savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde kesin olarak saptanması, suçu sabit olan failin cezalandırılması, kamu düzeninin bozulmasının önlenmesi ve bozulan kamu düzeninin yeniden kurulmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir muhakeme yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme imkanı bulunan delillerin ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm kanuni delil ve belgelerin araştırılıp tartışılması zorunludur.
Ceza muhakemesinde hangi hususun hangi delillerle ispat olunacağı konusunda bir sınırlama bulunmayıp, yargılamayı yapan hakim hukuka uygun şekilde elde edilmiş akla, bilime ve mantığa uygun olan her türlü delili kullanmak suretiyle sanığın aleyhine olduğu kadar, lehine olan delilleri de araştırıp değerlendirerek şüpheden arınmış bir sonuca ulaşmalıdır. Yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş her araç delil olarak kabul edilir.
Bu bilgiler ışığında somut olay önsoruna ilişkin olarak değerlendirildiğinde;
Bingöllü olup, İstanbul`da yaşayan, belirli bir adresi bulunmayan, işlemiş olduğu suçlardan dolayı hakkında yakalama kararı bulunduğu için üzerinde İ. B. sahte kimliği taşıyan sanık R.`un olay günü, gündüz vakti yanında tanık A.`de olduğu sırada, maktule arkasından yaklaşarak bir metre mesafeden ateş etmek suretiyle kasten öldürdüğü olayda, sanık R.`un maktule yönelik kasten öldürme eylemini gerçekleştirmesi için herhangi bir neden bulunmadığının sabit olması, sanıklar M., A. ve F.`in savunmalarında reddetmelerine rağmen, olaydan önce sanık M. ile sanık R. arasında on beş kez telefon görüşmesinin bulunması, sanıklar M. ve F.`in avukat A. A. ile pek çok kez telefon görüşmelerin olması, bu görüşmelerde sanık R.`a para gönderilmesinden açıkça bahsedilmesi ve dosya ile ilgili bilgilerin paylaşılması, sanık R.`un yazmış olduğu mektuba vurgu yapılarak eğer para gönderilmez ise olumsuz sonuçların doğabileceğinin ifade edilmesi, avukat A. A.`ın vekaletnamesi bulunmamakla birlikte sanık R.`u cezaevinde dört kez ziyaret edip hesabına para yatırması, ayrıca sanık M. Y.`dan aldığı paraları sanık H. B.`a ilettiğini ifade etmesi, tanık E. T.`in sanık H. tarafından kendisine verilen para ve eşyaları sanık R.`a ulaştırması, sanık R. tarafından yazılan mektupları sanıklar M. ve A.`a verdiğini, son mektupta sanık R.`un sanık M.`dan 100.000 Lira istediğini, bu isteğinin yerine getirilmemesi durumunda her şeyi anlatacağını yazdığını ifade etmesi, iletişimin tespiti tutanaklarında açık bir şekilde sanık R.`a para gönderilmesi gerektiği aksi takdirde sıkıntı yaşanabileceğinin avukat A. A., sanıklar H. B. ve A. T. tarafından ifade edilmesi ve sanık M.`nın üzerinde yapılan aramada sanık R.`un babasına ait nüfus cüzdanı fotokopisinin ele geçmesi hususlarının, sanıklar aleyhine elde edilmiş, usul ve kanuna uygun deliller olduğu ve bu delillerin sanıkların suçu işlediği yönündeki şüpheyi arttırdığı tartışmasızdır.
Bununla birlikte, maddi gerçeğe ulaşabilmek adına gerçekleşip gerçekleşmediği veya gerçekleşme şekli şüphede kalan hususlarında araştırılması gerekmektedir.
Bu kapsamda, öncelikle sanıklar M. Y. ve A. Y. ile hakkında beraat hükmü kesinleşen F. Y. başta olmak üzere Y. ailesine mensup kişilerin banka ve posta hesaplarının dökümleri alınarak olağan dışı bir para hareketinin olup olmadığının araştırılması, özellikle sanık R.`un babası M. D.`a veya sanık R.`un yakınlarına para gönderilmesinin söz konusu olup olmadığının tespitine çalışılması,
Y. soyadlı sanıklardan temin edilen paraların sanık R.`a gönderilmesine aracılık ettiği kesin olarak belirlenen avukat A. A. hakkında kovuşturma izni verilmesi talepli fezlekenin akıbetinin araştırılarak, hakkında kamu davası açılıp açılmadığının belirlenmesi, açılmış ise birleştirilerek her iki dosyasının yargılamasının birlikte yapılması, dava açılmamış veya hüküm kesinleşmiş ise A. A.`ın incelemeye konu dosyadaki sanıkların eylemleri yönünden tanık sıfatıyla ifadesinin alınması,
Sanık R.`a para gönderilmesine aracılık eden tanık E. T.`in paraları sanık R. ile aynı cezaevinde tutuklu bulunan E. T.`in hesabına yatırdığını ifade etmesi karşısında bu hususun kesin olarak belirlenmesi açısından cezaevi idaresinden tutuklu E. T.`in cezaevi emanet hesabı kayıtları istenerek, gönderilen para miktarlarının ve hesaba yatırılış tarihlerinin belirlenmesi,
Bu şekilde eksik hususlar tamamlanarak elde edilecek delillere göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire onama kararının sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.01.2012 gün ve 10226-216 sayılı onama kararının sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. yönünden kasten öldürme suçuna ilişkin olarak KALDIRILMASINA,
3- Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2010 gün ve 250-153 sayılı hükmünün, sanıklar R. D., M. Y., A. Y., H. B. ve A. T. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.06.2014 günü yapılan müzakerede oybirliği ile, karar verildi.