Loading...
30.03.2022

İtirazın İptali Davası



 
T.C YARGITAY 
11.Hukuk Dairesi 
Esas: 2017/ 3285 
Karar: 2017 / 5958 
Karar Tarihi: 01.11.2017

ÖZET: Asıl alacak yönünden icra takibine itiraz edilmemesi, işlemiş faiz ve oranları yönünden de borçlunun itirazında haklı çıkması karşısında, yetki itirazındaki haksızlığı nedeniyle borçlu yönünden tazminat koşulları gerçekleşmemiştir. Bu durumda, davacı alacaklının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu talebin kabulü doğru değil, bozmayı gerektirmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

(2004 S. K. m. 50, 67) (6098 S. K. m. 89)
 
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi`nce verilen 09/10/2015 tarih ve 2014/267-2015/475 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
 
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketin depolama ve nakliye işlerini yerine getirdiğini, yapılan işlere karşılık fatura kesildiğini ve davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin toplam 29.059,01 USD`lik altı adet fatura bedellerini ödemediğini, müvekkili şirketin bu faturalara ilişkin ... 1. İcra Müdürlüğü`nün 2014/5017 esas sayılı dosyasında takip başlattığını, davalının yetki itirazında bulunduğunu, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını, %20`den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
 
Davalı vekili, ilamsız icra takibinde genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, icranın İstanbul` da yapılması gerektiğini, ... İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğini, taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmadığını, bu nedenle davacının taraflar arasında bir sözleşme olduğundan bahisle çıkacak ihtilaflarda çözüm yerinin sözleşmenin tanzim yeri olduğu yönündeki beyanlarının kabul edilemeyeceğini, icra takibi yetkili olmayan Mersin İcra Müdürlüğü`nde yapıldığından davanın reddini ve kötü niyetli olan davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
 
Mahkemece, toplanan delillerden davalı borçlunun sadece icra dairesinin yetkisi ile işlemiş ve talep edilen faiz oranına itirazda bulunduğu, takip konusu asıl alacağın itiraza uğramadığı anlaşılmakla, takibe konu edilen alacağın verilen depolama ve taşıma hizmet bedeline ilişkin olduğu, dolayısıyla para alacağından ibaret olup, İİK`nun 50 ve TBK`nın 89. maddesine göre alacaklının kendi yerleşim yerinde takip başlatabileceği gibi dava da açabileceği, davacının yerleşim yerinin ... olduğu, bu nedenle davalının yetki itirazının yerinde olmadığı ve iptali gerektiği, ancak takip öncesinde davalının usulüne uygun biçimde ihtarname gönderilerek temerrüde düşürülmediği için davacının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bunun yanında takibe konulan asıl alacak döviz cinsinden olduğundan ancak o döviz cinsine kamu bankalarınca bir yıllık mevduat için uygulanan en yüksek faiz oranı kadar faiz istenebileceği, takipten sonra talep edilen faiz oranına yönelik itirazın da yerinde bulunduğu sonucuna varılarak yetki itirazı nedeniyle asıl alacakla ilgili takipte durmuş bulunduğundan davacının icra inkar tazminat talebinin yerinde olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulü ile davalının ... 1. İcra Müdürlüğü`nün 2014/5017 sayılı takip dosyasına yaptığı yetki itirazının iptali ile sadece asıl alacağa, takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıllık USD mevzuatına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle takibin devamına, davacının işlemiş faize ve fazlaya ilişkin faiz oranına dair talebinin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın karar tarihindeki TL kuru karşılığının %20`si olan 13.089,49 TL`nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
 
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
 
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
 
2- Dava, taşıma ilişkisinden doğan alacağın tahsili istemi ile yapılan genel haciz yolu ile icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
 
İİK 67/2 maddesinde, borçlunun itirazının haksızlığa karar verildiğinde, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği öngörülmüştür.
 
Somut uyuşmazlıkta, davalı borçlu, aleyhindeki icra takibine icra dairesinin yetkisi ile işlemiş faiz ile işleyecek faiz oranları ve tutarları yönünden itiraz etmiş, alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasında davalı borçlu sadece icra dairesinin yetkisine vaki itirazı yönünden haksız çıkmıştır.
 
Asıl alacak yönünden icra takibine itiraz edilmemesi, işlemiş faiz ve oranları yönünden de borçlunun itirazında haklı çıkması karşısında, yetki itirazındaki haksızlığı nedeniyle borçlu yönünden İİK 67. maddesinde düzenlenen tazminat koşulları gerçekleşmemiştir.
 
Bu durumda, davacı alacaklının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu talebin kabulü doğru değil, bozmayı gerektirmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK Geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
 
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarını reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hüküm fıkrasının (3) nolu bendinin hükümden çıkarılması ile yerine "koşulları gerçekleşmediğinden davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine" ibaresi yazılmak suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.