DAVA : İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karara karşı bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ek kararda bu sürenin bir hafta yerine on gün olarak yazılması doğru değil ise de, yasa ile belirlenen sürenin hakim tarafından farklı yazılması yasada öngörülen süreyi değiştirmez ve ilgilisine herhangi bir hak bahşetmez. Davalı vekili tarafından ikinci kez verilen istinaf başvuru dilekçesinin ek karara ilişkin olduğu belirtilmediği gibi, süresinde de verilmediği anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekir.
DAVA : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/564 Esas, 2016/650 Karar sayılı dosyasında verilen itirazın kabulü ile takibin iptali kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/564 Esas, 2016/650 Karar sayılı kararı 22/11/2016 tarihinde taraf vekillerinin yüzüne karşı verilmiş, gerekçeli karar davalı vekiline 26/12/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
İİK`nın 363/1 maddesi uyarınca icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gündür.
Davalı vekili kararın tefhiminden sonra yasal süresi içinde süre tutum dilekçesi vermemiş, kararın tebliğinden sonra 04/01/2017 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuş, aynı tarihte gerekli harçları yatırmıştır.
İİK`nın 365/1 maddesine göre, istinaf yoluna başvurma yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz ya da şikayetin reddine veyahut süresi geçmiş bir şikayete ilişkin olursa Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir.
Aynı maddenin 3. fıkrasına göre, Bölge Adliye Mahkemesi, İİK`nın 365/1 maddesi kapsamına girdiği halde icra mahkemesince istemin reddine karar verilmemiş ise; başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar.
İlk derece mahkemesince verilen 15/02/2017 tarihli ek karar ile, süresinde istinaf başvurusunda bulunulmadığından başvurunun reddine karar verilmiş, ancak istinafa başvuran davalı olduğu halde ek kararda davacının istinaf yoluna başvurduğundan bahsedilerekbir haftalık istinaf süresi de on gün olarak belirtilmiş, anılan karar davalı vekiline 20/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından 02/05/2017 tarihinde daha önce verilen istinaf dilekçesinin aynısı tekrar verilmiş ve tekrar harç yatırılmıştır.
HMK`nın 346/2.maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine ilişkin karara karşı bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ek kararda bu sürenin bir hafta yerine on gün olarak yazılması doğru değil ise de, yasa ile belirlenen sürenin hakim tarafından farklı yazılması yasada öngörülen süreyi değiştirmez ve ilgilisine herhangi bir hak bahşetmez. Davalı vekili tarafından ikinci kez verilen istinaf başvuru dilekçesinin 15/02/2017 tarihli ek karara ilişkin olduğu belirtilmediği gibi, süresinde de verilmediği anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin ilk istinaf başvuru dilekçesini yasal süre geçtikten sonra verdiği, ek karara karşı da süresindeistinaf başvurusunda bulunmadığı anlaşılmakla, İİK`nın 363 ve 365. maddeleri gereğince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/564 Esas, 2016/650 Karar sayılı dosyasında verilen karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, İİK`nın 363 ve 365. maddeleri gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile mükerrer yatırılan 85.70 TL istinafbaşvurma harcı ve 31.40 TL istinaf karar harcınınistek halinde yatıran tarafa geri verilmesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK`nın 333. maddesi gereğince kalan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,
5-HMK`nın 27/2-a maddesi uyarınca kararın hukuki dinlenilme hakkı kapsamında bilgi mahiyetinde ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere, 14.07.2017 oy birliği ile karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat