Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İİK`nun 133/1. maddesinde; "Taşınmaz kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse, ihale kararı icra memuru tarafından kaldırılarak teminat akçesi alıcının ikinci fıkra gereğince mesul bulunduğu meblağa mahsup edilmek üzere alıkonulur. Kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimsenin ileri sürdüğü pey, 129. maddenin aradığı şartlara uygun bulunması ve bu kimsenin adresinin de malum olması halinde bir muhtıra tebliğ edilerek arzettiği bedelle taşınmaz kendisine teklif edilir ve üç gün zarfında almaya razı olursa ona ihale olunur. Razı olmaz veya cevapsız bırakılırsa veya bulunmazsa taşınmaz icra dairesince hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada, teklifin, 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale olunur" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, şikayete konu taşınmaz 29.11.2013 tarihli birinci artırmada İ.. B..`a ihale edilmiş, ihale alıcısının ihale bedelini süresinde yatırmaması üzerine icra müdürünce satışın İİK`nun 133. maddesi gereğince düşürüldüğü ve bu kişiden evvel en yüksek teklifte bulunan kimsenin de kendisine verilen süre zarfında ihale bedelini ödemediği, alacaklının bila tarihli satış talebi üzerine İİK`nun 133. maddesi gereğince taşınmazın artırmaya çıkarılması için satış kararı alındığı, ancak İİK`nun 133. maddesinde belirtilen kurala uyulmayarak, tek satış günü yerine iki ayrı satış günü tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda şikayete konu 17.02.2014 tarihli ihale, İİK`nun 133. maddesine göre yapılan bir ihale olmayıp İİK`nun 134.maddesine göre normal ihale prosedürü içerisinde yapılan yeni bir ihaledir.
İİK`nun 127. maddesine göre; "İlanın bir sureti borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarların tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur." Her nekadar borçluya satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi başlı başına ihalenin feshi nedeni olup, şikayetçi borçlular V. ... A.Ş. ile A. ... A.Ş.`ye 15.01.2014 tarihli satış ilanı tebliğ edilmediğinden şikayet süresinde ise de, İİK`nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Buna göre, 170.000,00 TL muhammen bedelli A. Ç. G. Mah. .. ada, .parselde kayıtlı .. numaralı bağımsız bölümdeki taşınmazın 208.100,00 TL`ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, kıymet takdirinin de usulüne uygun olarak yapılmış tebligatlardan itibaren süresinde itiraz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine süreden reddi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Öte yandan, İİK`nun 134/2. maddesinde; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu`nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler" şeklindeki hükümle ihalenin feshini talep edebilecek kişiler düzenlenmiştir.
Şikayetçi M.. A.. ipoteğe esas kredi sözleşmesinde müşterek ve müteselsil kefil olarak yer almış olup, takipte borçlu sıfatı bulunmamaktadır. Ayrıca adı geçen şikayetçi, tapu sicilindeki ilgili veya ihaleye pey süren kişi de değildir. Yukarıda yazılı maddede ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Şikayetçinin takibe konu ipoteğe esas teşkil eden kredi sözleşmesinde kefil olması, kendisine ihalenin feshini talep hakkı vermez.
O halde, mahkemece, şikayetçi M.. A.. yönünden şikayetin aktif husumet yokluğundan reddi gerekirken, süreden reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden belirtilen konulardaki yanılgılı değerlendirmeler bozma nedeni yapılmayarak sonucu bakımından doğru kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Şikayetçilerin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.`nun 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 25,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat