(2709 S. K. m. 40) (2577 S. K. m. 7) (7201 S. K. m. 28) (2942 S. K. m. 10)
İstemin Özeti: Danıştay Altıncı Dairesi`nin 12/02/2013 günlü, E:2012/2646, K:2013/776 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacılar tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Oğuz Salman
Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; Çanakkale İli, Biga İlçesi, Kemer Köyü, Tutukbayırı Mevkii, ... parsel sayılı taşınmazların ... Çelik Enerji Tersane ve Üretim A.Ş. adına acele kamulaştırma yoluyla kamulaştırılmasına ilişkin 04/12/2008 günlü, 1871/4 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi 12/02/2013 günlü, E:2012/2646, K:2013/776 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle Biga Asliye Hukuk MahkemesininE:2011/573 sayılı dosyasına kayden açılan davada; dava dilekçesinin, davacılara 21/03/2012 tarihinde tebliğ edilmesine karşın yasal 30 günlük dava açma süresi geçirilerek 24/04/2012 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar, davanın süresi içerisinde açıldığını öne sürerek anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.
Anayasa`nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin üçüncü fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay`da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; ikinci fıkrasında, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; dördüncü fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralları getirilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu`nun 10. maddesinde, "Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister. Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri bulunamayanlara, 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de tebliğ olunur. Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta;
a) Kamulaştırılacak taşınmaz malın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, mevkii, pafta, ada, parsel numarası, vasfı, yüzölçümü.
b) Malik veya maliklerin ad ve soyadları,
c) Kamulaştırmayı yapan idarenin adı,
d) 14üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri,
e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği,
f) 14üncü maddede öngörülen süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği,
g) Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına hangi bankaya yatırılacağı,
h) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği belirtilir.
Mahkemece, kamulaştırılacak taşınmaz malın bulunduğu yerde mahalli gazete çıkıyor ise, bu mahalli gazetelerden birisinde ve Türkiye genelinde yayımlanan gazetelerin birisinde kamulaştırmanın ve belgelerin özeti en az bir defa yayımlanır.
Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada hakim, taşınmaz malın bedeli konusunda tarafları anlaşmaya davet eder. Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim, taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve sekizinci fıkranın ikinci ve devamı cümleleri uyarınca işlem yapar.
Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde anlaşamamaları halinde hakim, en geç on gün içinde keşif ve otuz gün sonrası için de duruşma günü tayin ederek, 15inci maddede sayılan bilirkişiler marifetiyle ve tüm ilgililerin huzurunda taşınmaz malın değerini tespit için mahallinde keşif yapar. Yapılacak keşifte, taşınmaz malın bulunduğu yerin bağlı olduğu köy veya mahalle muhtarının da hazır bulunması amacıyla, muhtara da davetiye çıkartılır ve keşifte hazır bulunması temin edilerek, muhtarın beyanı da alınır.
Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin beyanını da dikkate alarak, 11inci maddedeki esaslar doğrultusunda taşınmaz malın değerini belirten raporlarını onbeş gün içinde mahkemeye verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğ eder. Yapılacak duruşmaya hakim, taraflar veya vekillerini ve bilirkişileri çağırır. Bu duruşmada tarafların bilirkişi raporlarına varsa itirazları dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı beyanları alınır.
Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hakim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.
Bu maddede öngörülen işlemler, mahkemenin davetine uymayanlar olduğu takdirde ilgilinin yokluğunda yapılır.
Hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda mahkemece, kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınır.
Kamulaştırılması yapılan taşınmaz mal, tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir.
Bu tescil ve terkin işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişkisi aranmaz. Ancak, tapu dairesi durumu ilgili vergi dairesine bildirir.
14üncü maddede belirtilen süre içinde, kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır.
Kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya maddi hatalara karşı adli mahkemelerde açılacak düzeltim davalarında hangi idareye husumet yöneltileceğinin davetiye ve ilanda açıkça belirtilmemiş veya yanlış gösterilmiş olması nedeniyle davada husumet yanlış yöneltilmiş ise, gerçek hasma tebligat yapılmak suretiyle davaya devam olunur." hükmü yer almaktadır.
Yukarıda anılan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında öncelikle yeterli ödenek ayrıldıktan sonra Kanunun 5. ve 6. maddelerinde belirlenen mercilerce kamu yararı kararı alınacağı, kamulaştırmayı gerçekleştirecek idarece aynı Kanunun 7. maddesinde ayrıntısı belirlendiği üzere taşınmaza ilişkin ölçekli plan yapılacağı, taşınmazın malikinin belirleneceği, vergi beyan ve değerinin tespit edileceği ve tapuya şerh verilmesinin ardından Kanunun 8. maddesine göre idarenin satın alma usulünü karşılıklı anlaşmaya dayalı olarak deneyeceği, bu yolla anlaşmaya varılamaması halinde Kanunun 10. maddesine göre idarenin ilgili belgelerle birlikte taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi`nde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davası açacağı, mahkemenin göndereceği meşruhatlı davetiyeyi alan taşınmaz malikinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idari yargı mercilerinde kamulaştırma kararının iptali istemiyle dava açabileceği, adli ve idari yargı yerlerinde yapılan yargılama sonucunda kamulaştırma işleminin tamamlanacağı görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Danıştay Altıncı Dairesinin 04/06/2012 günlü ara kararına Biga Asliye Hukuk Mahkemesince verilen cevap ve eklerinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle adı geçen Mahkemenin E:2011/573 sayılı dosyasına kayden açılan davada; dava dilekçesinin, davacılara 21/03/2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
İdarelerin genel olarak takip etmekle yükümlü olduğu idari usule ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, özel mülkiyetin sahip olduğu anayasal himayenin sonlandırılması suretiyle tesis edilecek `kamulaştırma` konusundaki işlemlerin, ihlâl ettiği/edeceği değerlerin niteliği itibariyle özel birtakım usullere dayanılarak hazırlanması ve kurulması amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kabul edilmiştir. Buna göre kamulaştırma açısından en önemli konuların başında taşınmaz malın sahiplerinin kim/kimler olduğunun tespiti hususu gelmektedir. Zira, bu kişilerin kamulaştırmaya karşı mülkiyet haklarını koruyabilmesi ve gerekli başvuruyu yapabilmesi için kamulaştırmadan haberdar edilmeleri gerekmektedir. Kamulaştırmanın idari yargı yeri önünde dava konusu edilebilmesinin koşulunun adlî yargı yerince taşınmaz malikine tebligat yapılması gerektiği son derece önem taşımaktadır.
Olayda, Biga Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlık konusu taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle E:2011/573 sayılı dosyasına kayden açılan davada; dava dilekçesinin, davacılara 21.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ancak yukarıda anılan mevzuat hükümlerine uygun olarak meşruhatlı davetiyeyle taşınmaz malikinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idari yargı mercilerinde kamulaştırma kararının iptali istemiyle dava açabileceği yolunda bir tebligatın yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava dilekçesinin, davacılara 21.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği bu tarihten itibaren 60 günlük yasal dava açma süresi içinde 24/04/2012 tarihinde açılan iş bu davada süre aşımı bulunmadığından, davanın süre yönünden reddi yolundaki Danıştay Altıncı Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz isteminin kabulüne, Danıştay Altıncı Dairesi`nin 12/02/2013 günlü, E:2012/2646, K:2013/776 sayılı kararının bozulmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.