Loading...
29.04.2022

Haksız Ve Kötü Niyetli Yapılan Şikayetler Nedeniyle Uğranılan Manevi Zarar

T.C. Yargıtay 4.  Hukuk Dairesi
E. 2012/5648
K. 2012/11203
T. 27.6.2012

ÖZET: Dava, haksız ve kötü niyetli yapılan şikayetler nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Zarar doğuran eylem, Türk Ceza Kanununda düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu için uygulanacak zaman aşımı süresi ceza zaman aşımı süresi olup bu sürenin 8 yıl olduğu ve henüz dolmadığı anlaşılmaktadır. Esasa girilerek karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı E.S.K. vekili tarafından, davalı A.Ş. ve diğerleri aleyhine 11/05/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 03/11/2011 günlü kararın Yargıtay`ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, haksız ve kötü niyetli yapılan şikayetler nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece; zaman aşımına uğrayan davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Haksız eyleme dayalı tazminat istemleri, haksız fiil ve failinin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Öte yandan Borçlar Kanunu`nun 60/2. maddesinde; "zarar ve ziyan davası ceza kanunları mucibince daha uzun zaman aşımına tabi olan eylemden kaynaklanmış ise ceza zaman aşımının uygulanacağı" kuralı vardır. Yine Hukuk Genel Kurulu`nun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, ceza yargılamasının devamı sırasında zaman aşımı işlemez.

Yukarıdaki açıklamalar somut olaya uygulandığında; zarar doğuran eylemin, Türk Ceza Kanununda düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu, davalıların haksız şikayeti üzerine davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda kınama cezası verilerek bu kararın davacıya 10/4/2009 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 11/5/2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak somut olaya uygulanacak zaman aşımı süresi ceza zaman aşımı süresi olup bu sürenin 8 yıl olduğu ve henüz dolmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, esasa girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 27.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.