ÖZET : Davacı, davalının kendisine ikinci el araba satarken araçta önemsiz bir boya olduğunu söylediğini, davalı şirketin servisine kontrol için götürdüğünü, davalı şirketinde ekspertiz hizmeti verdiği sırada aracın kaportasında küçük bir boya olduğunu başka bir hasarının olmadığının söylediğini ve davalıdan aracı satın aldığını, aracı dava dışı kişiye sattığını ancak iki gün sonra aracı satın alanın Tramer kayıtlarında aracın daha önceden pert olduğunun belirtildiğini söyleyerek aracı iade etmek istemesi üzerine aracın eşi tarafından geri alındığını ileri sürerek bedelin ayıplı aracı satan ve ayıplı hizmet veren davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Somut uyuşmazlık ekspertiz hizmeti verilmesinden kaynaklandığından, davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasanın 4/A maddesinde düzenlenen ayıplı hizmet kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu husus gözetilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı C.`in kendisine ikinci el araba satarken araçta önemsiz bir boya olduğunu söylediğini, davalı şirketin servisine kontrol için götürdüğünü, davalı şirketinde ekspertiz hizmeti verdiği sırada aracın kaportasında küçük bir boya olduğunu başka bir hasarının olmadığının söylediğini ve davalı C.` den 04.03.2010 tarihinde aracı satın aldığını, 31.12.2010 tarihinde aracı dava dışı Ö. Ö.`a sattığını ancak iki gün sonra aracı satın alan Ö.` in Tramer kayıtlarında aracın daha önceden pert olduğunun belirtildiğini söyleyerek aracı iade etmek istemesi üzerine 05.01.2011 tarihinde aracın eşi dava dışı E. S. tarafından geri alındığını ileri sürerek ayıplı aracı satan ve ayıplı hizmet veren davalılardan şimdilik 8.000.00.TL` nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, ekspertiz hizmeti verilmesinden kaynaklandığından, davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasanın 4/A maddesinde düzenlenen ayıplı hizmet kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Yasanın 23. maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Diğer davalı hakkındaki davanında şirkete tebaen tüketici mahkemesinde görülmesi gerekir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi yok ise ara kararıyla davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat