(6100 S. K. m. 10, 17)
Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davalının yetki itirazının kabulü ile talep halinde dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında 01.07.2014 tarihli sözleşme ile davalıya.... köyünde kendi adını taşıyan camii inşaatının yapımını üstlendiğini, bu imalâttan kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini açıklayarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL`nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı savunmasında taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ... Mahkemelerinin yetkili kabul edildiğini, bu nedenle mahkemenin yetkili olmadığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacıya yaptığı imalâta göre fazla ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında fazla ödemeler ve cezai şarta göre toplam 20.000,00 TLnin davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalı karşı davacının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine talep halinde dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede.... Köyünde davalı- karşı davacı ... tarafından masrafları karşılanacak olup yine ... adını alacak olan camii inşaatının davacı-karşı davalı tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, ihtilâfların çözümünde ... Mahkemelerinin yetkili olacağının kabul edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK`nın 17. maddesinde Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. hükmü bulunmaktadır. Bu madde hükümlerinin uygulanması için tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması gerekmektedir. Somut olayda taraflar gerçek kişi olup davacı karşı davalı yüklenicinin tacir sıfatını taşıdığı ispatlanamadığı gibi davalı karşı davacıda tacir kimliğini taşımamaktadır. Yapılacak imalâtta hayır amacı ile yapılacak camii inşaatına ilişkindir. Diğer taraftan HMK`nın 17. maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hüküm aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde değildir. Bu durumda HMK`nın 10. maddesine göre akdin ifa yeri mahkemesi olan Aybastı mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekeceğinden davalının yetki itirazının reddedilip işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı-k.davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.