T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas: 2013 / 5830
Karar: 2013 / 9847
Karar Tarihi: 24.06.2013
ÖZET: Uyuşmazlık konusu üçüncü kişinin ileri sürdüğü istihkak iddiasına ilişkindir. İcra takibine dayanak bononun üzerinde kefil bölümünde davacının da kaşesi ve imzası yer almaktadır. Dolayısıyla senedi düzenleyenle birlikte zincirleme olarak sorumluluğu söz konusudur. Kaldı ki takip talebinde de icra takibinin borçluları arasında gösterilmiştir. Bu durumda üçüncü kişi sıfatıyla dava açabilmesi mümkün değildir. Taraf sıfatı dava şartlarından olduğu için taraflarca ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında Mahkemece re`sen gözetilmelidir.(2004 S. K. m. 96)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz edenler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire`ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Karar: Davacı üçüncü kişi vekili, Antalya 8. İcra Müdürlüğü`nün 2011/8102 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Cihanbeyli İcra Müdürlüğü`nün 2012/182 sayılı talimat dosyasında yapılan 19.04.2012 günlü hacze konu menkullerin üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlunun takibe dayanak senet üzerindeki imzanın sahteliği iddiasıyla açtığı menfi tespit davasının derdest olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulüyle haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur
Mahkemece toplanan delillere göre: <davacı üçüncü kişinin haciz adresindeki işyerinin kendisine ait olduğunu iddia ettiği, haciz tutanağı içeriğine göre gidilen yerde yapılan araştırma sonucunda işyerinin borçluya ait olduğunun tespit edildiği, öte yandan borçlunun davacı Şirketle organik bağ içinde bulunduğu ve haciz mahallinde kendisine ait evrakların ele geçtiği, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlayamadığı> gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekiliyle vekalet ücreti ve tazminatla ilgili kısmı yönünden de davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Uyuşmazlık konusu üçüncü kişinin İİK`nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürdüğü istihkak iddiasına ilişkindir.
İcra takibine dayanak bononun üzerinde kefil bölümünde davacının da kaşesi ve imzası yer almaktadır. Dolayısıyla senedi düzenleyenle birlikte zincirleme olarak sorumluluğu söz konusudur. Kaldı ki takip talebinde de icra takibinin borçluları arasında gösterilmiştir. Bu durumda İİK`nun 96. vd. maddeleri uyarınca üçüncü kişi sıfatıyla dava açabilmesi mümkün değildir. Taraf sıfatı dava şartlarından olduğu için taraflarca ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında Mahkemece re`sen gözetilmelidir.
Ne var ki adı geçen borçlu Şirketin icra takibine dayanak bonodaki imzanın Şirket yetkilisine ait olmadığının belirlenmesi için Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi`nde 2011/885 Esas sayıyla açtığı imzaya itiraz davası kabul sonuçlanmış, ancak temyiz incelemesinden dönmemiştir.
İmzaya itiraz davasının kabulüne ilişkin karar onanıp kesinleştiğinde, davacı Şirket yönünden icra takibi de iptal olacağından üçüncü kişi sıfatıyla istihkak davası açması mümkün olup işin esasına girilerek toplanan delillere göre bir karar verilmesi gerekir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan işin esasına yönelik karar verilmesi hatalı olmuştur.
2- Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
Sonuç: Davacı üçüncü kişi vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin diğer ve davalı alacaklı vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK`nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK`nun 366/3 üncü maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 24,30`er TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 24.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat