ÖZET : Dava, taşıma sözleşmesine ve haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Anne ve baba olan davacıların müşterek çocuklarının davalıların ilgilisi oldukları araçların çarpışması sonucu doktor raporları ve Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen şekilde yaralandıkları dosya kapsamıyla sabit olup, çocuklarından Ç. N. %3,3 oranında malul kalacak şekilde yaralanmasının davacı anne ve babanın üzüntü duyacağı hayatın olağan koşulları gereği olup, manevi tazminat için mahkeme kararında öngörülen koşulların varlığı aranmaz, bu itibarla sözkonusu yaralanmalar sebebiyle anılan davacıların manevi tazminat isteme koşullarının doğrudan oluştuğunun mahkemece ilke olarak kabulüyle sonucuna göre bir karar vermek gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi`nce verilen 12.5.2011 tarih ve 2008/342-2011/203 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalılardan S. T., Y. T. ve Genel Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17.4.2012 günü başkaca gelen olmadığı yoklamayla anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili ve davalılardan Y. T. S. T. vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalılardan S. T. idaresindeki otobüs ile diğer davalı K. Y. idaresindeki otobüsün çarpışması sonucu otobüs içindeki küçük Ç. N. ve M. O.un yaralandığını, ceza mahkemesince alınan adli tıp kurumu raporuna göre olayda davalı K.`in 2/8, S.`ın 6/8 kusurlu olduklarının belirlendiğini, küçük O.`un sol göz yaralanmasına bağlı olarak %40 oranında çalışma gücünü kaybettiğini, ameliyatlar olduğunu, 1996 doğumlu Ç. N. ise sağ el ve parmaklarında parçalı yaraların meydana geldiğini, hareket kısıtlılığı sebebiyle ameliyat olduğunu, küçük O. ve küçük Ç. N. Ö. tedavi masrafının yapıldığını, müvekkillerinin psikolojilerinin bozulduğunu ileri sürerek, küçük Ç. N. için 20.000 ytl manevi, 10.000 ytl maddi, küçük M. O. için 25 000 ytl manevi, 15.000 ytl maddi: anne ve baba için ayrı ayrı 5.000 - ytl manevi ve küçüklerin tedavileriyle ilgili olarak davacı baba tarafından karşılanan tedavi masraflarına dair 5.000 ytl maddi tazminatın olay tarihinden başlayacak faiziyle birlikte ( sigorta şirketlerinin sigorta limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ) müteselsilen tahsilini istemiş, 21.4.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle Ç. N. Ö. açısından maddi tazminat istemini 20.000 TL.olarak ıslah etmiştir.
Davalı Türkiye Genel Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı K. Y. vekili, davacıların kusur ve tazminat taleplerini kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar S. ve Y. T. vekili, çalışma gücü kaybının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Yapı Kredi Sigorta vekili, kazaya karışan araçların şirketleriyle sigorta ilgisinin tespit edilemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, ceza dosyasındaki bilirkişi raporuna göre, davalı K. Y.`un 2/8, davalı S. T.`in ise 6/8 oranında kusurlu olduğu, kaza sebebiyle davacılardan O. Ö. `ün 2 ayda iyileşecek şekilde yaralandığı, küçük Ç. N. ise %3.3 oranında maluliyetinin bulunduğu,%3.3 maluliyet oranına göre küçük Ç. N. maluliyet zararının 18.312,19 TL olduğu, ıslah edilen kısım bakımından 2918 Sayılı Kanunun 109. maddesindeki 2 yıllık ve T.C.K.nun da bu eylem için öngörülen 5 yıllık uzamış zamanaşımı süresi geçmediğinden zamanaşımı definin reddedildiği, davacı anne ve babanın manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve davalı Yapı Kredi Sigorta hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili, davalılardan S. ve Y. vekili ve Genel Sigorta vekili temyiz etmiştir.
1- ) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılardan S. ve Y. vekili ve Genel Sigorta vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- ) Dava, taşıma sözleşmesine ve haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine dair olup, mahkemece, kazada yaralanan kişinin B.K.nun 46. maddesi gereği manevi tazminat davası açma hakkının bulunduğu, bu hakkın münhasıran yaralanana tanındığı, yaralananın ailesinin veya yakınlarının ne kadar acı ve elem çekerlerse çeksinler manevi tazminat isteme haklarının bulunmadığı, ancak; çocukların ağır yaralanması durumlarında, duyulan acı ve üzüntüyle beden bütünlüğünün bozulması, bayılma, şok, sürekli fenalık geçirme gibi hallerin isbatı halinde ancak ana-babanın manevi tazminat isteyebileceği,anne ve babanın duyulan acı ve üzüntüyle beden bütünlüğünün bozulması, bayılma, şok, sürekli fenalık geçirme gibi hallerin ispat edilemediği,bu sebeple davacı anne ve babanın manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak anne ve baba olan davacıların manevi tazminat istemleri reddedilmiştir.
Oysa, anne ve baba olan davacıların müşterek çocuklarının davalıların ilgilisi oldukları araçların çarpışması sonucu doktor raporları ve Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen şekilde yaralandıkları dosya kapsamıyla sabit olup, çocuklarından Ç. N. %3,3 oranında malul kalacak şekilde yaralanmasının davacı anne ve babanın üzüntü duyacağı hayatın olağan koşulları gereği olup, manevi tazminat için mahkeme kararında öngörülen koşulların varlığı aranmaz, bu itibarla sözkonusu yaralanmalar sebebiyle anılan davacıların manevi tazminat isteme koşullarının doğrudan oluştuğunun mahkemece ilke olarak kabulüyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken somut olaya uygun olmayan yazılı gerekçelerle anne baba olan davacıların manevi tazminat istemlerinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalılardan S. ve Y. vekili ve Genel Sigorta vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.286,55 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı S. T. ve Y. T.`den alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 989,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Genel Sigorta`dan alınmasına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz eden davacılara iadesine, 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat