Loading...
23.08.2022

Alacaklının Talebi İle Konulan Haczin Yeni Bir Haciz Niteliğinde Olmadığı

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
E. 2017/1292
K. 2017/3936
T. 16.3.2017

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Şikayetçi üçüncü kişiler tarafından icra mahkemesine sunulan dilekçe ile; tasarrufun iptali ilamının zamanaşımına uğradığı, taşınmazı satın alırken tapu kaydı üzerinde haciz veya tedbir şerhinin bulunmadığı ileri sürülerek taşınmaz hisseleri üzerindeki haczin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu ... hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, 729 parseldeki 14 payını, 14.04.1995 tarihinde ...`a sattığı, alacaklı tarafından, borçlu ile ... hakkında tasarrufun iptali davası açıldığı, şikayetçilerin taraf olmadığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin 31.12.21996 tarih ve 1995/383E- 1996/658K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, tasarrufun iptaline, taşınmaz hakkında haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına karar verildiği, icra müdürlüğünce, alacaklının talebiyle taşınmaza 18.02.1999 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun talebi üzerine de İİK`nun 106-110. maddeleri gereğince 31.12.2009 tarihinde hacizlerin kaldırıldığı, 729 parselin 09.09.2011 tarihinde ifraz sonucu 1912 ve 1913 parsellere dönüştüğü, ...`ın 1912 parseldeki hissesini 31.10.2013 tarihinde şikayetçiler ... ve ...`a sattığı, alacaklının 17.07.2014 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce, haczin yeniden işlenmesi için tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığı ve 01.08.2014 tarihinde de haczin tapu kaydına işlendiği görülmektedir.

Somut olayda, takipte borçlu sıfatı bulunmayan ... ve ...`ın, haciz tarihinde taşınmazın maliki oldukları gibi, tasarrufun iptali davasında taraf konumunda da olmadıkları ve dolayısıyla anılan davada adı geçen üçüncü kişiler hakkında verilmiş herhangi bir kararın da bulunmadığı sabittir. Bu durumda, tasarrufun iptaline dair ilamın, davada taraf olmayan üçüncü kişiler ... ve ... yönünden sonuç doğurmayacağı açıktır. Öte yandan 17.07.2014 tarihinde alacaklının talebi ile konulan haciz, yeni bir haciz niteliğinde olup, şikayetçi üçüncü kişilere ait hisse üzerine haciz konulması usul ve yasaya aykırıdır.

O halde mahkemece, taşınmaz üzerine konulan (01.08.2014 tarihinde tapu kaydına işlenen) haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK`nun 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.