Loading...
16.08.2022

Kısa Karar Ve Gerekçeli Karar Arasında Çelişki Bulunması Usulen Bozmayı Gerektirir

T.C. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 
Esas: 2015 / 6624 
Karar: 2017 / 2040 
Karar Tarihi: 06.07.2017

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 

Davacı vekili, davalı ile yapılan sistem kullanım anlaşması gereğinin müvekkili tarafından yerine getirildiği halde davalının ceza faturasını tanzim ederek hakedişlerinden kestiği haksız bu kesintinin iadesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamıan göre davalı tarafından düzenlenen ceza faturalarının taraflar arasında düzenlenen sistem kullanım anlaşmasının 10. Maddesine aykırı olduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava sözleşme uyarınca yapılan haksız kesintinin istirdadına ilişkindir.

HMK`nın 294/1. Maddesi ``hüküm yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur``, 298/2. Maddesi ise ``gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonunuca aykırı olamaz`` hükümlerini içermektedir. Asıl olan hüküm verildiği anca gerekçesininde yazılmasıdır, ancak uygulamada bu hususun yerine getirilmesi mümkün olmamakta tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana gelebilmektedir. HMK`nın 297/2. Fıkrasında ``hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerin herbiri hakkın verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.``

Somut olayda mahkemece tefhim edilen, kısa kararda ve gerekçeli kararda hükmedilen bedelin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen, hükmün gerekçe kısmında ``davalı davadan önce temerrüde düşürülmediğinden faize dava tarihinden itibaren hükmedilmiştir`` ifadesine yer verilmiştir.

Kararların hüküm kısımları infaz edilecek olmasına rağmen kararın gerekçe ve hüküm fıkrası arasında mevcut bu çelişki HMK`nın 297/2. Maddesi hükmüne aykırı olmuş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2-Bozma neden şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re`sen BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.