(6100 S. K. m. 353, 362)
Davacı ...Ş. ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... Ticaret Mahkemesi`nin 2016/657 Esas 2016/598 Karar sayılı kararı ile verilen hüküm davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi`ne istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi Başkanlığınca verilen 08.03.2017 gün ve 2017/158-2017/82 sayılı başvurunun esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız cezai kesintisi yapılmak suretiyle bakiye iş bedelinin eksik ödendiği iddiasıyla alacağın tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararına karşı süresi içinde temyiz talebinde bulunulmuştur.
İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararına karşı istinaf başvurusu yapılmış ve bu karar doğru bulunarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise bu kararın temyiz edilemeyeceğine dair HMK`da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak HMK 353/1-a/6. maddede mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması halinde bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği belirtilmiştir.
HMK 362/1-c maddede ise; yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden HMK`da bölge adliye mahkemesine dosyayı asıl görevli mahkemeye de gönderebilme yetkisini de taşıyan görevle ilgili kesin karar verme ve uyuşmazlık çıkması halinde kesin olarak çözümleyen karar verme yetkisi tanındığı görülmektedir. Bu nedenle yasada görev hususunun en geç bölge adliye mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği açıkça görüldüğünden görev hususunu inceleyen bölge adliye mahkemesi kararına karşı özellikle 362/1-c madde hükmü de gözetildiğinde temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; asliye ticaret mahkemesine açılan davada verilen görevsizlik kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesinin görev hususunu çözümler nitelikteki kararı kesin olup temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklandığı üzere görevle ilgili bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin REDDİNE, 06.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.