Loading...
15.06.2022

Edinilmiş Mallarda Tasfiyeye Eklenecek Olan Malların Değeri Devir Tarihindeki Değerdir

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 
E: 2012/8-192
K: 2012/629
T: 26.09.2012


ÖZET: Dava, mal rejiminin tasfiyesi yolu ile katılma alacagı istemine iliskindir. Tasınmazın alım
bedelinin toplam ..- TL`sinin davalının babası A. K. tarafından, kalan ..-TL`nin ise bankadan alınan ve
bosanma davasından sonra ödemesi devam eden konut kredisi ile karsılandıgı, mal rejiminin sona
erdigi tarih itibariyle davalının kredi borcunun bulundugu belirlenmistir. Edinilmis mallara hesapta
eklenecek olanların degeri, malın devredildigi tarih esas alınarak hesaplanır. Yerel Mahkemece,
usulüne uygun olarak olusturulacak isin uzmanı olan bilirkisilerce, malın devir tarihindeki sürüm degeri
hesaplattırılarak, tasınmazın alımında davalının babasının yaptıgı katkı oranı ile mal rejiminin sona
erdigi tarih itibariyle kalan kredi borç miktarı da göz önünde bulundurularak tasınmaz yönünden
davacının katılma alacagı miktarının belirlenmesi gerekir.
(4721 S. K. m. 202, 218, 225, 227, 229, 232, 235, 240, 706) (1086 S. K. m. 74) (4722 S. K. m. 10)
(818 S. K. m. 18, 213) (2644 S. K. m. 26)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki <Katılma alacagı> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi`nin davanın kısmen kabulüne dair verilen 6.10.2009 gün ve
2008/274 E. - 2009/1199 K. Sayılı kararının incelenmesinin davalı vekili tarafından islenilmek üzerine,
Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 8.4.2010 gün ve 6807-1649 sayılı ilamı ile;
(...Davacı N. E. (K.) vekili, evlilik birligi içinde satın alınarak davalı koca adına tescil edilen dava
konusu 3251 parseldeki AS Blok 22 notu bagımsız bolüm ve 34 ... plakalı motosiklet nedeniyle kanuni
faiziyle birlikte 10.000 TL alacagın tahsiline karar verilmesini istemis, 9.5.2006 tarihli ıslah dilekçesiyle
talep miktarım 80.799,55 TL artırmıstır.
Davalı O. K. vekili, tasınmazın alımı sırasında vekil edeninin babası A. K.`in iki adet çek vermek
suretiyle toplam 30.000 TL yardımda bulundugunu, yine vekil edeninin evlenmeden önce sahibi
oldugu dava dısı 34 AS 5005 plakalı aracının satımıyla elde edilen para ile dava konusu motosikletin
satın alındıgını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmustur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 62.220 TL.nin karar tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte
davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya iliskin istegin reddine karar verilmesi üzerine;
hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmistir.
Taraflar 14.9.2002 tarihinde evlenmis, 28.6.2005 tarihinde açılan bosanma davasının kabulüne iliskin
hükmün 04.07.2005 tarihinde kesinlesmesiyle bosanmıslardır. Sözlesmeyle baska rejim
seçilmediginden esler arasında yasal rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi, bosanma davasının açıldıgı tarihte
sona ermistir(TMK.nun 225/son). TMK.nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdigi
sırada mevcut olan edinilmis mallar, tasfiye anındaki degerleriyle hesaba katılır. Dairemizce de uygun
görülerek kabul edilen yerel mahkemenin belirlemesine göre, mal rejiminin sona erdigi sırada 22 nolu
bagımsız bolum insaatı % 45`lik asamaya gelmistir. Tapu kaydına göre, 21.05.2004 tarihinde
Altınkoza Insaat Sanayi ve Ticaret Limited Sirketinden satın alınarak davalı adına tescil edilen
tasınmaz, mal rejimini sona erdiren bosanma davasının açılmasına yakın 31.05.2005 tarihinde satıs
yoluyla davalının babası A. K. adına tescil edilmistir.
Ancak davalı ile satıcı Altınkoza Insaat Sanayi ve Ticaret Limited Sirketi arasında tapudaki satın alma
tarihinden önce yapılan 7.3.2004 tarihli adi senede göre, dava konusu tasınmazın 100.000 TL`ye satın
alındıgı, 15.000 TL`sının davalının babası A. K.`ın keside ettigi çek ile ödendigi, kalan 85.000 TL için
konut kredisi çekilecegi belirtilmistir. Sözlesmede çek tarihi 5.3.2003 tarihi olarak belirtilmisse de,
dosya içindeki çekin fotokopisine, seri numarasına göre gerçek keside tarihinin 5.3.2004 oldugu
anlasılmıstır. Sonradan kullanılan konut kredisi miktarının 70.000 TL olması nedeniyle davalının
babasından 21.05.2004 tarih 343411 seri notu 15.000 TL.lik ikinci bir çek alınarak satıcı firmaya tevdi
edilmistir. Söz konusu adi nitelikli sözlesmeye, dosya arasında bulunan 15.000`er TL.lik iki adet çek
fotokopilerine, banka ile yapılan konut kredisi sözlesmesine göre; tasınmazın alım bedelinin toplam
30.000 TL`sinin davalının babası A. K. tarafından, kalan 70.000 TL`nin ise bankadan alınan ve
bosanma davasından sonra ödenmesi devam eden konut kredisi ile karsılandıgı, mal rejiminin sona
erdigi tarih itibariyle davalının kredi borcunun oldugu anlasılmaktadır.
Buna göre; mal rejiminin sona erdigi tarih itibarıyla insaat seviyesi % 45 olan dava konusu tasınmazın
TMK.nun 227/2. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun sürüm degerinin hukukçu, mali müsavir ve
mülk bilirkisilerine tespit ettirilmesi, az yukarıda belirtilen davalının babasının yaptıgı katkı oranı ile mal
rejiminin sona erdigi tarih itibariyle kalan kredi borç miktarı göz önünde bulundurularak; tasınmaz
yönünden davacının katılma alacagı miktarının belirlenmesi gerekirken dosya içerigine uygun
düsmeyen hesaplama ile yazılı sekilde karar verilmesi dogru olmamıstır. Dava konusu 34 BL 1511
plaka sayılı motosiklete iliskin temyiz itirazlarına gelince; davalı vekili savunmasında, vekil edeninin
evlenme tarihinden önce sahibi oldugu otomobilinin satımı ile elde ettigi paranın bir kısmı ile
motosikletin safari alındıgını ileri sürmüstür. Gerçekten de dosya arasında bulunan noter satıs
sözlesmesine göre, davalının kisisel malı oldugunda taraflar arasında uyusmazlık bulunmayan dava
dısı 34 ... plakalı Opel Astra marka araç, davalı O. K. tarafından 2.8.2004 tarihinde üçüncü kisiye
18.788 TL ye satılmıs, aynı tarihli bir baska noter sözlesmesiyle de dava konusu 34 ... plakalı
motosiklet 11.223 TL`ye satın alınarak davalı adına tescil edilmistir. Bu açıklamalara göre; motosikletin
davalıma kisisel malı ile satın alındıgı, TMK.nın 220/4. maddesine göre kisisel mal yerine geçen mal
varlıgının da kisisel mal sayılacagından motosiklete iliskin davanın reddine karar verilmesi gerekirken
yanlısa düsülerek kabulüne karar verilmesi dogru olmamıstır.
Kabule göre de; dava dilekçesinde 10.000 TL alacak miktarı için faiz isteginde bulunuldugu, 9.5.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile artırılan talep miktarı için faiz isteginde bulunulmadıgı
halde, HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak hüküm altına alınan 62.220 TL`nin tamamı için faize
hükmedilmesi dogru olmamıstır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yemden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmistir.
TEMYIZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildigi anlasıldıktan ve
dosyadaki kagıtlar okunduktan sonra geregi görüsüldü:
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 231. maddesine dayalı mal rejiminin tasfiyesi yolu ile
katılma alacagı istemine iliskindir.
Davacı vekili, davalı adına kayıtlı 3251 parsel numaralı tasınmazın A blok 22 numaralı bagımsız
bölüm,34 BL 15li plaka sayılı Suzuki marka motosiklet ile adına kayıtlı olan 34 ... plakalı Fiat Palio
marka aracın, evlilik birligi içerisinde satın alındıgını, davalı ile 4.7.2005 tarihinde bosandıklarını ileri
sürerek, katılma alacagının tahsilini istemistir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmistir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece
hüküm, yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmustur.
Yerel Mahkeme, motosiklete iliskin istemin reddine dair bozma sebebine uymus; 22 nolu bagımsız
bölüm yönünden ise, davalının babası tarafından tasınmaz alınırken çek ile 30.000,00 TL. ödeme
yapıldıgı iddiasının yerinde görülmedigi gerekçesi ile önceki kararda kısmen direnmistir.
Direnme kararını temyize davalı vekili getirmistir.
Konunun aydınlatılması açısından edinilmis mallara katılma rejimi hakkında kısaca bilgi vermekte
yarar bulunmaktadır:
01.1.2002 tarihinden önce yürürlükte olan 743 sayılı Türk. Kanunu Medenisine göre kural (yasal) mal
rejimi, mal ayrılıgı olup, istenilirse mal birligi ve mal ortaklıgı rejimlerinden biri de seçilebilmekteydi.
01.1.2002 tarihinden itibaren yürürlüge giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ise, edinilmis mallara
katılma rejimini yasal(kural) mal rejimi olarak benimsemis olup; taraflarca mal ayrılıgı, paylasmalı mal
ayrılıgı ve mal ortaklıgı rejimlerinden biri de istenilirse seçilebilecektir(4721 sayılı TMK madde 202;
4722 s.Türk Medeni Kanunu`nun Yürürlügü ve Uygulama Sekli Hakkında Kanun madde 10).
4721 sayılı TMK ile kabul edilen edinilmis mallara katılma rejimi, edinilmis mallar ile eslerden her birinin kisisel mallarını kapsar.(4721 sayılı TMK madde 218) Edinilmis mal, her esin mal
rejiminin devamı süresince karsılıgını vererek elde ettigi mal varlıgı degerleridir. Kisisel mallar ise,
4721 sayılı TMK`nın 220.maddesinde sayılmıstır. Buna göre; <1. Eslerden birinin yalnız kisisel
kullanımına yarayan esya, 2. Mal rejiminin baslangıcında eslerden birine ait bulunan veya bir esin
sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir sekilde karsılıksız kazanma yoluyla elde ettigi malvarlıgı
degerleri, 3. Manevi tazminat alacakları, 4. Kisisel mallar yerine geçen degerler.> kanun geregince
kisisel mal sayılırlar.
Öyle ise, eslerin edinilmis mallara katılma rejiminin baslangıcında sahip oldukları her türlü malvarlıgı
onların kisisel malı kabul edilecektir (4721 saydı TMK 220/2. madde),
Esler arasındaki mal rejiminin ne zaman sonra erecegi de 4721 sayılı TMK`nın 225. maddesinde
düzenlenmistir. Anılan maddenin 2.fıkrasında, mahkemece evliligin iptal veya bosanma sebebiyle
sona erdirilmesine veya mal ayrılıgına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejiminin dava
tarihinden geçerli olmak üzere sona erecegi belirtilmistir.
Yasal mal rejiminin tasfiyesi sırasında, alacaga iliskin olarak iki taleple karsılasılabilir. Ilki katılma
alacagı, digeri ise deger artıs payı alacagıdır.
Katılma alacagına iliskin talepte mahkemece yapılacak is eklemeden ve denklestirmeden elde edilen
miktarlarda dahil olmak üzere edinilmis malların toplam degerinden, bu mallara iliskin borçlar
çıkarıldıktan sonra, varsa kalan miktarın yansının davacı ese verilmesidir.(4721 s.TMK madde 231)
TMK`nın 229.maddesinde ise, edinilmis mallara eklenecek degerler düzenlenmistir. Buna göre; <1.
Eslerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diger esin rızası olmadan, olagan
hediyeler dısında yaptıgı karsılıksız kazandırmalar,
2. Bir esin mal rejiminin devamı süresince diger esin katılma alacagını azaltmak kastıyla yaptıgı
devirler.
Bu tür kazandırma veya devirlere iliskin uyusmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar
edilmis olması kosuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kisilere karsı da ileri
sürülebilir.>
Açıklanan yasal düzenlemelerden sonra somut olaya bakıldıgında; tarafların 14.9.2002 tarihinde
evlendikleri, 28.6.2005 tarihinde açılan bosanma davası sonucunda 4.7.2005 tarihinde kesinlesen
ilamla bosandıkları, eldeki davanın 23.8.2005 tarihinde açıldıgı, evlilik birligi sırasında dayalı üzerinde
motosiklet ve uyusmazlıga konu 22 nolu bagımsız bölümün bulundugu, Özel Dairece de uygun
görülerek kabul edilen yerel mahkemenin belirlemesine göre, mal rejiminin sona erdigi sırada 22 nolu
bagımsız bölüm insaatının %45`lik asamaya geldigi ve davalı O. tarafından bosanma davasından
önce babası A.`a 31.5.2005 tarihinde satıs suretiyle temlik edildigi anlasılmaktadır.Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında, davalı adına kayıtlı bulunan motosikletin evlenmeden önceki
kisisel malı ile alındıgı, dolayısıyla edinilmis mal hesabına katılmayacagı noktasında uyusmazlık
bulunmamaktadır.
Uyusmazlık sadece, 22 bagımsız bölüm nolu dairenin bedelinin karsılanmasında davalının babası A.
K.`ın katkısı bulunup bulunmadıgı: buna göre katılma alacagı hesabında dikkate alınıp alınmaması
noktasında toplanmaktadır.
1- Hukuk Genel Kurulu görüsmeleri sırasında isin esasına geçilmeden önce, çekismeye konu 22 nolu
bagımsız bölümde ilgili olarak Ümraniye Asliye 3.Hukuk Mahkemesinde açıldıgı bildirilen 2005/761
Esas sayılı muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davasının eldeki dava yönünden, neticesinin
beklenmesinin gerekip gerekmedigi hususu ön sorun olarak görüsülmüstür.
Ön soruna iliskin uyusmazlıgın çözümü için, katılma alacagı davasının niteliginin de irdelenmesinde
yarar bulunmaktadır: Yukarıda bahsedilen yasal mal rejimi olan edinilmis mallara katılma rejiminde yer
alan ilkelerden biri de, bu rejimin kural olarak nispi hak tanıması ilkesidir. Baska bir deyisle, rejim
süresince edinilen mallara iliskin eslerin bir alacak hakkı yani sahsi bir hakkı söz konusudur. Yoksa
rejim suresince edinilen mallarda esler ayni hak sahibi degillerdir,(istisna TMK 240.madde) Mal rejimi
sona erdiginde eslerin edinilmis mallara iliskin artık degerler üzerinde karsılıklı alacak hakları
bulunmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanununun 18. maddesinde irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık
olarak tarif edilen muvazaa kurumu düzenlenmistir. Yani muvazaalı islemde, taraflar üçüncü kisileri
aldatmak kastı ile ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana
getirmeyen bir görünüs yaratmak hususunda anlasmıslardır. Muvazaanın varlıgı halinde, görünürdeki
sözlesme tarafların gerçek iradelerine uymadıgından, gizli bagıs sözlesmesi de 4721 s. Türk Medeni
Kanunu`nun 706, Borçlar Kanunu`nun 213 ve Tapu Kanunu`nun 26. maddelerinde öngörülen sekil
kosullarından yoksun bulundugundan geçersizdir.
4721 s. TMK`nın 229/2.maddesine bakıldıgında ise, bir esin mal rejiminin devamı süresince diger esin
katılma alacagını azaltmak kastıyla yaptıgı devirlerin edinilmis mallara eklenecegi düzenlenmistir.
Burada üzerinde durulması gereken kavram <Katılma alacagını azaltmak kastı> drr. Yoksa var olan
bir iradenin gizlenip görünüste baska bir islem yapılması hususu degildir. Taraflar arasında yapılan bir
sözlesme muvazaalı olmasa bile alacagı azaltma kastı ile yapılmıs olabilir. Yani geçerli sözlesmelerde
de maddede deginildigi anlamda alacagı azaltma kastı bulunabilecektir.
Muvazaaya dayalı dava sonucunda verilecek karar, TMK`nın 229/2.maddesi anlamında alacagı
azaltma kastının eldeki davada degerlendirilmesi yönünden, olumlu ya da olumsuz bir sonuç
dogurmayacaktır. Temlik muvazaalı olmasa bile, kosullan varsa alacagı azaltma kastı ile yapılmıs
olabilir.
Açıklanan gerekçe ile Hukuk Genel Kurulu`nca, muvazaaya dayalı olarak açılan ve ayni hak istemini içeren tapu iptali ve tescil davasının, sahsi alacak isteme hakkı tanıyan katılma alacagı
ve katkı payı ile deger artıs payı alacagı istemine iliskin davaların sonucuna etkisi bulunmadıgından,
eldeki dava yönünden bekletici mesele sayılmasının gerekmedigi kanaatine varılarak, ön sorun
oyçoklugu ile reddedilmistir.
2- Isin esasına gelince;
Davalı O. K. ile satıcı Altınkoza Insaat Sirketi arasında düzenlenen 7.3.2004 tarihli gayrimenkul satıs
vaadi ve insaat sözlesmesi baslıklı belge incelendiginde; 22 bagımsız bölüm nolu dairenin satıs
bedelinin 100 milyar TL olarak belirlendigi, bu miktarın 15.000.000.000 TL` sinin 5.3.2003 tarihli A. K.`a
ait 0343402 nolu çekle ödenecegi, kalan 85.000.000.000 TL`nin ise konut kredisi kullanılarak naklen
ödeneceginin düzenlendigi görülmektedir. Sözlesmede çek tarihi 5.3.2003 yazılmıssa da, çek metni
incelendiginde tarihin gerçekte 5.3.2004 oldugu anlasılmaktadır. 21.5.2004 tarihli konut kredisi
sözlesmesine göre de, davalı tarafından 70 milyar lira konut kredisi çekilmistir. Dosyaya ibraz edilen
21.5.2004 tarihli A. K. tarafından düzenlenen 15 milyar TL bedelli çek de 85 milyar TL olan bakiye
bedelin kredi miktarı olan 70 milyar TL düsüldügünde kalan miktarı karsılayacak tutardadır.
Yine davalının babası A. K. ile aynı insaat sirketi arasında düzenlenen 15.3.2004 tarihli satıs vaadi
sözlesmesinde de 10 nolu bagımsız bölümün 65 milyar TL`ye davalının babası tarafından alındıgı
bedelin 30 Milyar TL`sinin 18.3.2004 tarihli çekle kalan 35 milyar TL`nin tapu verildiginde ödeneceginin
düzenlendigi görülmektedir. 35 milyar TL için de 0343410 seri nolu çekin düzenlendigi dosya içerisine
sunulan belgelerden anlasılmıstır.
Bozma ilamında da deginildigi üzere, tasınmazın alım bedelinin toplam 30.000 TL`sinin davalının
babası A. K. tarafından, kalan 70.000 TL`nin ise bankadan alınan ve bosanma davasından sonra
ödemesi devam eden konut kredisi ile karsılandıgı, mal rejiminin sona erdigi tarih itibariyle davalının
kredi borcunun bulundugu belirlenmistir.
4721 sayılı TMK`nın 235/2.maddesinde belirtildigi üzere, edinilmis mallara hesapta eklenecek
olanların degeri, malın devredildigi tarih esas alınarak hesaplanır.
Öyleyse Yerel Mahkemece, usulüne uygun olarak olusturulacak isin uzmanı olan bilirkisilerce TMK`nın
235/1 ve 232.maddesi uyarınca, malın devir tarihindeki sürüm degeri hesaplattırılarak, tasınmazın
alımında davalının babasının yaptıgı katkı oranı ile mal rejiminin sona erdigi tarih itibariyle kalan kredi
borç miktarı da göz önünde bulundurularak tasınmaz yönünden davacının katılma alacagı miktarının
belirlenmesi gerekir.
Açıklanan degisik gerekçe ile, Yerel Mahkemenin direnme kararı usul ve yasaya aykırı olup; direnme
kararının bozulması gerekir.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, ile direnme kararının yukarıda açıklanan degisik
gerekçelerle,6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na
eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 429. maddesi geregince BOZULMASINA, istek halinde
temyiz pesin harcının yatırana iadesine, aynı kanunun 440,maddesi uyarınca hükmün tebliginden
itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.09.2012 gününde oybirligi ile kurar
verildi.