T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
E: 2017/6157
K: 2017/13625
T: 24.10.2017
DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR : Dava dilekçesinde, davacı ... ..., ...`ın TMK`nun 405. ve 406. maddeleri gereği kısıtlanarak vasi tayini istemiş; Mahkemece, kısıtlı adayının hastane masraflarından dolayı tedavi edilmek istemediğinden rapor alınamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 405. ve 406. maddesi gereğince vesayet altına alınma istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK nun 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir.
Türk Medeni Kanunu`nun 405. maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.” Aynı Kanun`un 406. maddesinde ise “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır" hükümleri yer almaktadır.
Vesayete dair hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 382/2b-19. Maddesinde, vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde ise niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde de, davalıya tebligat yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça re`sen araştırma ilkesi geçerlidir. (HMK m 385/2). Bu bakımdan hakim re`sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip bulunduğundan; Mahkemece yapılacak iş re`sen araştırma ilkesi uyarınca gerekmesi halinde kamu adına da masraf yapılıp rapor alınarak ve bütün deliller toplanarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ile davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 Sayılı HMK`nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 24.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat