ÖZET: Katılanın duruşmada "Zararım ödenmedi, ancak zararımı istemiyorum, ödenmiş kabul ediyorum" şeklinde beyanda bulunduğundan ve sanıkta bu açıklamaya karşı olumsuz irade göstermediğinden, bu aşamadan sonra sanığın yağmaladığı parayı iade etme ve etkin pişmanlıkta bulunma imkanının kalmadığı ve bu nedenle hakkında TCK`nın 168/3-2. cümlesinin uygulama koşullarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
DAVA : Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu`nun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılanın 22.11.2011 tarihli duruşmada "Zararım ödenmedi, ancak zararımı istemiyorum, ödenmiş kabul ediyorum" şeklinde beyanda bulunduğunun ve sanığın da bu açıklamaya karşı olumsuz irade göstermediğinin anlaşılmış olması karşısında; bu aşamadan sonra sanığın yağmaladığı parayı iade etme ve etkin pişmanlıkta bulunma imkanının kalmadığı ve bu nedenle hakkında 5237 sayılı TCK`nın 168/3-2. cümlesinin uygulama koşullarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık H.H. ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak (BOZULMASINA ), 05.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.