ÖZET : Kural olarak haciz sırasında bulunmayan borçlunun hacizden haberdar edilmesi gerekir. Haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği durumlarda hacze muttali olan borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde süre, muttali olunan tarihe göre belirlenmelidir. Ancak, hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara ( 103 ) haciz varakası tebliği halinde anılan maddedeki hakları kullanma açısından borçluya alacaklı tarafından yeni bir hak bahşedildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; somut olayda da gözlendiği gibi bir başka dosyada tapu kayıtlarının okunması sırasında borçluların taşınmazları üzerine konulan hacze muttali olmaları, ( 103 ) haciz varakasının tebliğ edilmesi karşısında sonuca etkili olmaz. İcra mahkemesince taşınmaz üzerindeki ipoteğin borçluların murisleri tarafından verildiği nazara alınarak ( borçluların hakkını etkilemeyeceğinden ) mirasçı borçluların meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekeceğinden mahkeme kararının bozulması sonucuna gidilmiştir.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Kural olarak haciz sırasında bulunmayan borçlunun İİK`nun 103. maddesi gereğince hacizden haberdar edilmesi gereklidir. Ne var ki, uygulamada sıkça görüldüğü üzere ( 103 ) haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği ahvalde hacze muttali olan borçlunun hacizle ilgili İcra mahkemesine yapacağı başvurunun süresinde olup olmadığı, muttali olunan bu tarihe göre tespit edilir. Ancak, hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara ( 103 ) haciz varakası tebliği halinde anılan maddedeki hakları kullanma açısından borçluya alacaklı tarafından yeni bir hak bahşedildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; somut olayda da gözlendiği gibi bir başka dosyada tapu kayıtlarının okunması sırasında borçluların taşınmazları üzerine konulan hacze muttali olmaları, ( 103 ) haciz varakasının tebliğ edilmesi karşısında sonuca etkili olmaz. İcra mahkemesince taşınmaz üzerindeki ipoteğin borçluların murisleri tarafından verildiği nazara alınarak ( borçluların hakkını etkilemeyeceğinden ) mirasçı borçluların meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekeceğinden mahkeme kararının bozulması sonucuna gidilmiştir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK`nun 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.